Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Batılı Kadın Toplumda Yer mi Değiştiriyor

    FallenAngel
    FallenAngel
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1738
    Kayıt Tarihi : 05/02/11
    Nereden : İstanbul
    Aktiflik :
    Batılı Kadın Toplumda Yer mi Değiştiriyor  Img_le10200 / 999200 / 999Batılı Kadın Toplumda Yer mi Değiştiriyor  Img_ri10


    Cüzdan
    Altın Altın: Sınırsız
    Para Para: Sınırsız

    Batılı Kadın Toplumda Yer mi Değiştiriyor  Empty Batılı Kadın Toplumda Yer mi Değiştiriyor

    Mesaj tarafından FallenAngel Çarş. Mart 09, 2011 4:10 pm

    Sevgi kâinatın en mühim unsurudur. Bir canlı için gıda ne ise sevgi de odur. Bu bütün yaratılan varlıklar için de caridir.

    Daha yaşını idrak etmemiş çocuklar dahi sevgiyi anlamaktadır. ?7 aylık olarak doğan çocuklar, çocuk kliniklerinde prematüre servisinde özel kafeslerde beslenir ve yetiştirilirler. Bunda çocuğun yanına kimse yaklaştırılmaz. Fakat zaman zaman anneye has maske ve elbise giydirilerek görüşme imkânı verilebilir. Çocuk sevdirilmediği takdirde büyümez.? Çocuk için sevgi çok mühim olduğuna göre ona çok vakit ayırmak gerekmektedir. Hâlbuki bugünkü çalışma hayatı çocukları bundan mahrum etmektedir. Yapılan son tetkiklere göre; 3 yaşına kadar olan çocukların anneleri ister çalışsın isterse çalışmasın çocuktan ayrılırsa sevgi açlığından ötürü çocuk ?hospitalizasyon sendromu? denen bir ruh hastalığına yakalandığı görülmektedir. Garplı düşünürler bu mevzuda hemen hemen hemfikir gibidirler. Sosyolog Bassard annenin çalışması ile ilgili eserinde; ?Çalışan annelerin yorgun, sabırsız, çabuk kızan; çocukları ile yeterince alakadar olamayan ve çocuğun bakımı ile ilgili işleri yapamayan, ona toplum içinde hususi kabul gören davranış biçimlerini öğretemeyen; çocuğun okul tecrübelerini paylaşamayan kişiler olduklarını, hatta çocuklar kendileriyle ilgilenilmediği hissiyle yalnız, başıboş, kontrolsüz bir durumda bulunduklarını ileri sürmüştür. ?Kadınların çalışma hayatına başlaması çocuk ölümleri nispetinin yükselmesi, gençlik suçlarının artması gibi ban hadiselerle alakalı bulunmuştur. ?Annelerin çalışması pek hoş karşılanmıyor, hele çocuk yaşının küçük çalışma sebebi maddi ve ihtiyaç dışı olduğu zaman daha da menfi görülmektedir.? Eyde?a göre, ?Çalışma arzusu ağır basan kadınlarda maskülen (erkeğe ait) değerlerin hakimiyeti vardır. Yudkin ve Holme; ?Kadının tabii olarak bulunacağı yerin çocuk, mutfak, ibadet mahalli? olduğunu söyler; Yarrow, ?Çalışan annelerin çocuk yetiştirme rolünde çalışmayanlara nispetle daha güvensiz olduklarını belirtmektedir Roovman, (1956) çalışanların çocuklarını daha anti sosyal, içe dönük; daha güvensiz olarak ifade etmektedir. Hoffman, Çalışan annelerin çocuklarında muvaffakiyet nispetini çalışmayan annelerin çocuklarından daha düşük bulmuştur. Essig ve Morgan, çalışanların kız çocuklarında, Dovvan, Dits, Cambier ve Brown ise erkek çocuklarında uyumsuzluk tespit etmiştir. ABD Kadın Hakları teşkilatı: ?Biz şimdiye kadar yanılmışız. Kadın erkek eşitliği diye bir durum olamaz; kadının en iyi yeri çocuğunun yanı çocuğunun yeri de evdir.? Ve yine hekimlik açısından gebeliğin 5. ayından sonra çalışmanın karnındaki çocuğa zararlı olduğu da tespit edilmiştir. Bir siyasi, bir memure kadının ağrısı tuttuğunda vazifesinden 2 ay müddetle ayrılması ve 2 saatte bir emzirilişi, iş randımanına menfi yönde tesir edeceğini belirtir. Şayet kadın çocuğunu emzirmeyip başka kişilerin eline teslim ederek çalışmaya devam etse o zaman da çocukta gelişme bozukluğu meydana gelecektir. ?Mütehassıslara göre, çocuk en az 9 ay emzirilmelidir; sütte lizzozim denen beyin geliştirici; antikor denen çocuğu mikrobik hastalıklardan koruyucu madde vardır; ayrıca emzirmeyen kadınlarda meme kanserinin çok fazla görülmesi de bilinen gerçeklerdendir.? Ve yine yapılan bir tetkike göre; ?Kadın işçilerin % 50 sinde dismenore (ağrılı ve bozuk adet), evliler de ise % 46,6 düşük görülmüştür. Ayrıca kadınların erkeklerden daha sık hasta oldukları da tespit edilmiştir?(l0) ABD de son 30 yılın morbidite incelemelerinde ise, kadınların bilinen nisai şikâyetler dışında, üst solunum yolu, sindirim sistemi hastalıklarına yakalandıkları görülmüştür. Bu ise kadının işgücüne tesir etmektedir. Keza kadınlarda adet görmeme; aşırı adet, adet bozuklukları ve kasık ağrısı gibi şeyler de beklenmedik iş günü kayıplarına yol açmaktadır. Sanayide çalışan kadınlar Volkoraya göre kimyevi maddeler, vibrasyon gibi bazı üretim faktörlerine karşı daha duyarlı olmaktadır, benzol ve ondan elde edilen şeyler, kükürt, hidroksit, klorpen gibi maddelerle ilişiğe geçen kadınlarda gebelik toksemilerinin ve kan kaybı olaylarının arttığı ifade edilmektedir, zararlı maddeler, üretiminde çalışan kadınların çocuklarında anormallik olduğuna dair neticelere dikkat çekilmektedir. Bütün bunlardan sonra Prof. Milis, kadınların iş ve meslek sahibi olmalarının çalışma hayatında mesul, idareci mevkilerine gelmelerinin sıhhatlerine evlilik hayatlarına ve doğurganlıklarına menfi yönde tesir ettiğini söylemektedir. Heymans?a göre, kadında günü gününe uymazlık, değişme ihtiyacı, mantık yetersizliği, ani hareketler, içtenlik, sabır ve tutum var. Bu ise, kadının içtimai hayatta önemli mevkii almasına müsait değildir. Hergt ve Shanon ve Zapolean araştırmasına göre; seçkin mevki kazananların çoğu bekâr, evlenenler ise çocuk yapmamaktadır. Ergenlik çağının son yıllarında kızlar arasında rekabet pek fazladır. Bu, bir koca bulma hususunda kendini daha çok gösterme arzusundan ileri gelmektedir. Kızlar bir meslekten ziyade arzularının gerçekleşmesini evlilikte beklemektedir. Ginzberg (1951) ?Çocukların meslek oyunu olarak erkekler kovboy, itfaiyeci, polis vs. kız çocuklar annelik ve öğretmenlik oyunları oynuyor.? diyerek, kadının daha çocukluk devresinde kendi fıtratına eğildiğini ifade eder. Dr. Alexis Carrel ?Kadınlar kabiliyetlerini kendi tabiatları istikametlerinde geliştirmeli, erkekleri taklit etmeye kalkmamalıdırlar? demektedir. 1870 de Madam Martın ve diğer kadınlar hükümet kurma için isyan etti. Madam Martın 1872 de Cumhurbaşkanı oldu. Kısa zaman sonra diğer kadınlar madam Martin?i terk etti ve hükümet iptal edildi. Kadının analık arzusu daha küçük yaşta ana çizgileriyle gözükür. Simmond de Beauvoir (Kadın Bu Meçhul) adlı eserinde, ?Kadın ana olmak ister. Küçük kız çocuğun oyuncağı bebektir. Ergen kız küçük kardeşlerine anne gibi davranır. Küçük kız çocuğu, süt çocuğunu kucağına alıp bakmak, yıkamak, giydirilmesine yardım etmek ister.? Kız çocuğu duygulu hülyalardan zevk alır, güzel masallardan hoşlanır. Erkek çocuğu makine icatları, savaş aletleri tasarlar, savaşta bulunmayı, güçlü olmayı hayal eder. Demek ki, kadının evde olması daha küçük yaştan beri ruhuna uygun pozisyondur. Kadında adet öncesi premenstrüel gerginlik denen sinirlilik baş ağrıları şikâyetleri olur. Bu bir haftaya kadar varabilir. Böyle bir kadının idareci, hüküm verme makamında olduğunu düşününüz. Ne kadar yanlış hüküm verme ihtimali vardır. Kadın tamamen adetten kesilince yani menopoz girince ateş basması, terleme, çarpıntı, sinirlilik gibi belirtiler olur. Bu belirtilerin olduğu yaş, kadının müdire veya idareci gibi bir pozisyona gireceği yaş dönemine uyar. Düşününüz bu dahi ne kadar aksaklıklara yol açacaktır. Kadının psikolojisi de içtimai hayatta çalışmamasını gerektirir. Çünkü kadın hissi bir varlıktır. Hissi olanın idari işlerde başarılı olması düşünülemez. Kadında his ve duygu, erkekte düşünce ve idare hâkimdir. Kadın heyecanlı ve hissi varlıktır, onun için erkek muhakeme ile temayüz ederken kadın ise heyecanıyla yaşar. Dr. C.S Ongan eserinde ?Fikirler kadınların dimağına değil kalbine işler ve onlar muhakemeden çok duygu ile hareket ederler? demektedir. ?Erkek dışa dönük, faal dış dünyayı ele geçirmek ister. Düşüncesi iyi gelişmiş kadın ise içe dönük ve duygu yönü ağır basmaktadır.? demektedir. Bir kadını kötüleyen, hangi meziyete sahip olursa olsun kadın nazarında iğrenç bir mahlûktur, onu affetmez. Onu metheden kim olursa kadınca azizdir. Kadında his hayatı hakimdir. Tenkit kabul etmez; inatçılığı ve muhatabı dinlememek zaafı buradan gelir. Kendi nefsine itimat ve tarafgirlik kadını hoş görmeden uzaklaştırır. His hayatı hâkim olan hanımın yeri evi olmalıdır. Çünkü his hayatı çocuğun gelişmesi bakımından mühim bir amildir. Çocuğun ihtiyacı olan anne sevgisinin tatmini, mükemmel yetiştirilmesiyle istikbali göz önüne alınarak İngiltere?de doğum sonrası kadınların büyük bir ekseriyeti iş hayatına veda etmekte, iki veya üç çocuğu olan kadınlardan ise hemen hemen çalışanını göstermek mümkün görülmemektedir.

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 12:52 am