BİZE YENİ BİR GÜLÜŞ GEREK Gazetelerini bağıra çağıra okuyanlardan mısınız? Birinci sayfaya tokat atan, adeta sizin iç sesiniz olmuş köşe yazarlarını coşkuyla onaylayan, artık dayanamadığınız noktada gazeteyi dertop edip karşısındaki duvara fırlatanlardan mısınız yani?
Ben pek öyle değilimdir ama bu tür insanları da pek yadırgamam
Mesela bizim Mahir vardır, her tür medya aracıyla kavga halindedir Arabanın radyosu, evdeki TV, elindeki gazete Sunucuya, konuğa, haberciye, haberin öznesine, senariste, oyuncuya, yönetmene, siyasetçiye velhasıl kim varsa o anda onu sinirlendiren, sanki karşısındaymış gibi kavga eder “Hadi be, hadi ordan” diye başlar topla tüfekle devam eder
Ben onu seyretmeye bayılırım, çok eğlenirim Bu başkalaşmasının büyük fanatiklerinden biriyim
Ancak son zamanlarda Mahir’e benzemeye başladığımı düşünüyorum
Rahmi Koç’un röportajından bile bir fırsat çıkarıp, bıçak bileyen, son derece medeni ve kişisel bir beğeniyi “ilkellikle” suçlamaya vardıracak kadar gazı kökleyen Başbakan’ın “demokratik demeçlemelerini” okurken Mahir’e dönüşüyorum
Dün sabah Yılmaz Özdil’i okurken sanki kahvehanede karşımda emekli ahbaplarım oturuyormuş gibi ateşli uzun beğeni cümleleri kurunca dedim ki “ben tamam olmuşum, eyvah”
Oysa bütün bunlara rağmen mizahı, neşeyi, gücü elden bırakmamak gerek diyordum
Ah, nerdeeee!!
***
Tam bu sırada masanın üzerindeki OK dergisini aldım elime Ozan Doğulu’nun o melekler meleği kızının fotoğraflarını (Allah nazarlardan saklasın) gördüm Yahu nasıl güzel, nasıl güzel fotoğraflar Kardeşi Kenan Doğulu’ya sarılırken ağlayan baba Ozan, kendi gözyaşlarının aksine melekler gibi gülücükler dağıtan kızına, karısına, annesine böyle mi güzel bakar? (Ay, nazar değmesin diyeceğim bir daha)
Ben dünyaya böyle gülerek gelen bu yenidoğanın resmini görünce ne Başbakan kaldı aklımda, ne de toplumu gerdikçe germeyi başaran demeçleri
Ne Ergenekon, ne kapatılma davası
Ne tırmanan iç gerilim ne de körüklenen bölünme harekatı
Bir güzel bebek karşımda, gülücükler dağıtıyor, resimde İşte hayat, işte hayat
Sabaha kadar uyumamışım zaten İki ay sonra doğum yapacak olan kızkardeşim bir gıda zehirlenmesi yaşadığından hastanede başında beklemişim sabaha kadar Morali bozuk ve çok hasta bir anne adayı, perişan yatımakta karşımdaki yatakta Kolunda serum ve karnında bir yana dertop olmuş bebeğiyle nasıl da kaygılı görünüyor
Elimdeki dergiyi tutuyorum suratına doğru
O güzelim gülen bebeği görünce gözyaşları içinde gülmeye başlıyor “Hadi uyu şimdi azıcık, senin de bebeğin böyle güzel gülecek inşallah” diyorum Elimi tutarak gözlerini kapatıyor
***
Üç hafta önce kızımın bir erkek kardeşi oldu Anne-kız merakla ve heyecanla gittik, Kerem bebeği görmeye “Ben artık abla oldum” diye sevinerek ve merakla sokuldu kardeşiyle ciciannesine “Babama benziyor mu?” diye sordu bizden onay almak istercesine “Benziyor” cevabını aldı, bundan sonra onu kollayacağını, onun kollayacağı, birbirlerine destek olacaklarını umut ettiğimiz kardeşinin annesinden Sonra merakla kardeşinin süt emişini, soluk alışını seyretti
Çocuklar geldi dünyaya bu hafta da
Kerem gibi, Arya gibi Umudumuz onların ve kardeşimin karnında dünyaya gelmeyi bekleyen bebek gibi doğacak olan binlercesinin bizimkinden daha güzel bir yarına sahip olabilmeleri
Ama gidişat o gidişat değil gibi duruyor ki endişe anne babaların zihninden hiç eksilmiyor
Yine de dergideki resminde Arya bebeğin o güzel gülüşü bir giz saklıyor sanki
Sanki korkmayın der gibi
Biz geldik, bekleyin herşey çok daha güzel olacak der gibi
İclal Aydın
Ben pek öyle değilimdir ama bu tür insanları da pek yadırgamam
Mesela bizim Mahir vardır, her tür medya aracıyla kavga halindedir Arabanın radyosu, evdeki TV, elindeki gazete Sunucuya, konuğa, haberciye, haberin öznesine, senariste, oyuncuya, yönetmene, siyasetçiye velhasıl kim varsa o anda onu sinirlendiren, sanki karşısındaymış gibi kavga eder “Hadi be, hadi ordan” diye başlar topla tüfekle devam eder
Ben onu seyretmeye bayılırım, çok eğlenirim Bu başkalaşmasının büyük fanatiklerinden biriyim
Ancak son zamanlarda Mahir’e benzemeye başladığımı düşünüyorum
Rahmi Koç’un röportajından bile bir fırsat çıkarıp, bıçak bileyen, son derece medeni ve kişisel bir beğeniyi “ilkellikle” suçlamaya vardıracak kadar gazı kökleyen Başbakan’ın “demokratik demeçlemelerini” okurken Mahir’e dönüşüyorum
Dün sabah Yılmaz Özdil’i okurken sanki kahvehanede karşımda emekli ahbaplarım oturuyormuş gibi ateşli uzun beğeni cümleleri kurunca dedim ki “ben tamam olmuşum, eyvah”
Oysa bütün bunlara rağmen mizahı, neşeyi, gücü elden bırakmamak gerek diyordum
Ah, nerdeeee!!
***
Tam bu sırada masanın üzerindeki OK dergisini aldım elime Ozan Doğulu’nun o melekler meleği kızının fotoğraflarını (Allah nazarlardan saklasın) gördüm Yahu nasıl güzel, nasıl güzel fotoğraflar Kardeşi Kenan Doğulu’ya sarılırken ağlayan baba Ozan, kendi gözyaşlarının aksine melekler gibi gülücükler dağıtan kızına, karısına, annesine böyle mi güzel bakar? (Ay, nazar değmesin diyeceğim bir daha)
Ben dünyaya böyle gülerek gelen bu yenidoğanın resmini görünce ne Başbakan kaldı aklımda, ne de toplumu gerdikçe germeyi başaran demeçleri
Ne Ergenekon, ne kapatılma davası
Ne tırmanan iç gerilim ne de körüklenen bölünme harekatı
Bir güzel bebek karşımda, gülücükler dağıtıyor, resimde İşte hayat, işte hayat
Sabaha kadar uyumamışım zaten İki ay sonra doğum yapacak olan kızkardeşim bir gıda zehirlenmesi yaşadığından hastanede başında beklemişim sabaha kadar Morali bozuk ve çok hasta bir anne adayı, perişan yatımakta karşımdaki yatakta Kolunda serum ve karnında bir yana dertop olmuş bebeğiyle nasıl da kaygılı görünüyor
Elimdeki dergiyi tutuyorum suratına doğru
O güzelim gülen bebeği görünce gözyaşları içinde gülmeye başlıyor “Hadi uyu şimdi azıcık, senin de bebeğin böyle güzel gülecek inşallah” diyorum Elimi tutarak gözlerini kapatıyor
***
Üç hafta önce kızımın bir erkek kardeşi oldu Anne-kız merakla ve heyecanla gittik, Kerem bebeği görmeye “Ben artık abla oldum” diye sevinerek ve merakla sokuldu kardeşiyle ciciannesine “Babama benziyor mu?” diye sordu bizden onay almak istercesine “Benziyor” cevabını aldı, bundan sonra onu kollayacağını, onun kollayacağı, birbirlerine destek olacaklarını umut ettiğimiz kardeşinin annesinden Sonra merakla kardeşinin süt emişini, soluk alışını seyretti
Çocuklar geldi dünyaya bu hafta da
Kerem gibi, Arya gibi Umudumuz onların ve kardeşimin karnında dünyaya gelmeyi bekleyen bebek gibi doğacak olan binlercesinin bizimkinden daha güzel bir yarına sahip olabilmeleri
Ama gidişat o gidişat değil gibi duruyor ki endişe anne babaların zihninden hiç eksilmiyor
Yine de dergideki resminde Arya bebeğin o güzel gülüşü bir giz saklıyor sanki
Sanki korkmayın der gibi
Biz geldik, bekleyin herşey çok daha güzel olacak der gibi
İclal Aydın