Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Yeni Tıp Devrimine Doğru

    FallenAngel
    FallenAngel
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1738
    Kayıt Tarihi : 05/02/11
    Nereden : İstanbul
    Aktiflik :
    Yeni Tıp Devrimine Doğru  Img_le10200 / 999200 / 999Yeni Tıp Devrimine Doğru  Img_ri10


    Cüzdan
    Altın Altın: Sınırsız
    Para Para: Sınırsız

    Yeni Tıp Devrimine Doğru  Empty Yeni Tıp Devrimine Doğru

    Mesaj tarafından FallenAngel Çarş. Mart 09, 2011 10:08 pm

    Sağlıklı iken hiç düşünmek istemediğimiz hastalıklar, onlara yakalandığımızda başımızı çok ağartırlar. İnsanoğlu varlığından bu yana çeşitli hastalıklarla mücadele savaşını sürdürmüştür, bu süre gelen savaşta artık elimizde bundan çok değil 10 yıl öncesine göre çok daha güçlü silahlar var.

    Tıptarihinin doğuşundan bu yana hastalıkların nedenleri, farklı kişilerde çıkanbenzer hastalıkların etkileri arşivsel bilgiler olarak toplanmış ve bir takım istatistikselsonuçlarla bu kötü durumdan kurtulmanın yöntemleri geliştirilmiştir. Tıpeğitimi alanlar bu bilgiler ile fazlasıyla muhatap olmaktadırlar. Bu muazzam istatistikselbilgiler insanlarda görülen benzer hastalıkların çözümünde yüzyıllarca etkinbir şekilde kullanılmıştır. Ne var ki, günümüz yaşam kültürlerinde bubilgilerin çözüm oluşturma yetisi gün geçtikçe azalma eğilimi göstermektedir.Şehirleşmenin getirisi ile yaşanılan stresler, yaşam mücadelesinde sarf edilençabalar, tarımsal ürünlerin genetik müdahaleler ile gittikçe orijinalliğinikaybetmesi türümüzün mutasyonlara maruz kalmasına, onlara kolay yakalanmasınasebep oluyor. Bu da tıpta şu ana kadar tespit edilememiş modern hastalıkların yanısıra eski zamanlarda sıklıklarla rastlanılmayan genetik rahatsızlıkların yaygınbir şekilde gün yüzüne çıkmasını doğuruyor. Bu gelişen mutasyonlar bireylerdegözlemlenen benzer hastalıkların tedavisinde istatistiksel bilgilerinişleyişini olumsuz yönde etkiliyor. Sonuçta bu gelişmeler tıp dünyasındahastalık eksenli teşhis ve tedavi yöntemlerindense, bireysel eksenli teşhis vetedavi yöntemlerinin geliştirilmesi yönünde itici bir güç oluşturmaktadır. Aynızamanda bu yaklaşımın tıp camiasında tartışılmasına da neden olmaktadır.

    Bireyseltıp denince hiç şüphesiz akla ilk gelen yaşamın sırrını oluşturan üç milyarbaz( alfabe ) barındıran DNA ‘mız dır. O, bu anlamda incelen ilenecek muazzambir moleküldür. Bazı hastalıklara yakalandığımızda, ilk muhatap olduğumuz sorudaha önce bu hastalıklara yakalanan yakınlarımızın olup olmadığıdır. Aslında busoru farkında olmasak da bizim bir nevi genetik mirasımızın(DNA)araştırılmasında kendi sorgulamalarımızla oluşturduğumuz bir ön çalışmadır.Günümüzde hızla gelişen moleküler teknolojiler yanı sıra tamamlanan İnsanGenomu Projesi ile beraber gelecekte atalarımızın genetik şifrelerini keşifetmeye gerek kalmadan bir çok hastalıklara neden olabilecek gen bölgeleri vebunlara neden olabilen mutasyonlar belinlenilebilinecek. Bu teknolojiler, bireylerinhastalıklara karşı daha yakalanmadan önleyici tedbirler almasını sağlayacaktır.Nitekim başta ABD de olmak üzere genetik test uygulayan merkezler, gün geçtikçeartan DNA analizi isteklerini karşılamaya başladılar bile. Hele bir de ailesinde bir takım hastalıklarasıklıklarla rastlanıldığını soruşturmaları ile keşif eden insanlar, bu merkezlere daha yoğun taleplerdebulunmaktadırlar. Esasına bakıldığında DNA analizlerinin yapılması günümüzdehiçte ucuz bir teknoloji değil ama Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü(N.I.H) bunu kısa bir gelecekte 1000 doların altındabir masrafla deşifre edilmesini sağlamayı en önemli hedef olarak görmektedir.Gelişmelere bakıldığında bu hedefe kısa sürede ulaşılması çok ta uzak değildir.Zira hastalıklara karşı tarihten gelen bu mücadelemizde bizi daha da güçlendirecekadımlar, moleküler teknolojilerin tıpla entegrasyonunu tamamlaması ileolabilir. Bu da bizi bekleyen önemli bir o kadar da etkili yeni tıp devrimininkapıda olduğunun habercisidir. Aynı zamanda bu teknolojiler, sadece hastalıkların öncü teşhislerinde değilhastalık anında da bireysel gen haritamıza göre daha etkin, genetik yapımızadaha uygun yan etkileri olduğunca minimize edilmiş bireysel ilaç tedavilerininde habercisidir. Tüm bu gerçeklere rağmen bazı hekimlerimiz, klasik tıbbiyöntemlerin uzun yıllar süren tıp eğitiminden sonra daha iyi olduğunusavunabilirler ama onları bekleyen bu gerçek karşısında gelecekte molekülerbiyoteknoloji bilgilerini daha da geliştirmek isteyeceklerdir. Bunun, dinamizmeedilmesinde moleküler biyoteknologlara önemli görevler düşecektir.

    Tıbbıbu yüzyıl içerisinde bekleyen bir yenilikte moleküler teknolojiden çok dahayeni olan Nanotıp tır. Nanotıp’ın, Nanoteknolojinin 21. yüzyılda hızlı gelişimiile tıp dünyasının hastalıklarla mücadelesinde önemli bir bilimsel alanolacağını şimdiden söyleyebiliriz. Küçülen teknolojiler ile her biri teknolojiharikası olan nano ölçekli cihazlar, chipler, robotlar ve biyosensörler ile birtakım teşhislerin ve operasyonların, tansiyon ölçmek kadar kolaylaşacağını öngörebiliriz. Tüm bu olan gelişmeler hastalıklara yakalandıktan sonra onlarıntedavisi için harcanan muazzam bütçelerin yerine; hastalıkları erken teşhislerile çok daha kısa sürede çok daha mütevazi bütçeler ile tedavi edilebilinecek.Bunun da ülke ekonomilerine önemli katkı sağlayacağını söyleyebilirim. Aynızamanda bu gelişmeler, hastane ortamını sevmeyen ve hekimlerden mümkün oldukçakaçan( kendimde bu gruptayım) kişiler içinde sevindirici gelişmeler barındırmaktadır.

    Biyoteknoloji,Nanoteknoloji ve Moleküler teknolojiler tıpla bütünleşmesini tamamladıktansonraki gelişmelerde, kim bilir belki de hastalıklara karşı güçlü bir kalkanoluşturabilecek genetik özeliklerimiz bile olabilecektir. Buda bizim uzunyıllar hastalıklara yakalanmadan yaşamımızı sürdürmemizi sağlayabilecektir. Buönemli devrimde yer almak ve onun içinde olmak o kadar büyük önem arz ediyor kikalemle bunları yazmak yetersiz kalıyor. Bu devrimi yakalayacak ülkelerinnükleer enerjiden daha olağan üstü bir güce sahip olacağını her ne kadar çokiddialı olsa bile söyleyebilirim. Ülkemizde bu teknolojilerle uğraşan insangücünü yetiştirmek ve bunları desteklemek her bilim dalının desteklenmesi gibiülkenin geleceğe güçlü çıkabilmesi için vazgeçilmez bir amaç olmalıdır.


    Not: Bu yazı, IowaÜniversitesi Tıp Fakültesi Pediatri Bölümü, Çocuk Nörolojisi Kürsüsü öğretimüyesi Sayın Dr. Bahri Karaçay yazıları ve Uluslar arası Nanotıp Akademisi(IANM) II. Dünya Nanotıp Kongresindeki bilgilerin ışığında kaleme alınılmıştır.



      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 2:15 am