Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Türkiye- Çin Ortaklığının Ne Getirir?

    FallenAngel
    FallenAngel
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1738
    Kayıt Tarihi : 05/02/11
    Nereden : İstanbul
    Aktiflik :
    Türkiye- Çin Ortaklığının Ne Getirir?  Img_le10200 / 999200 / 999Türkiye- Çin Ortaklığının Ne Getirir?  Img_ri10


    Cüzdan
    Altın Altın: Sınırsız
    Para Para: Sınırsız

    Türkiye- Çin Ortaklığının Ne Getirir?  Empty Türkiye- Çin Ortaklığının Ne Getirir?

    Mesaj tarafından FallenAngel Paz Mart 13, 2011 12:36 pm

    Birsene önce Abdullah Gül Çin Halk Cumhuriyeti’ne resmi bir ziyarette bulunmuştu.Her şey yolunda giderken, ticari anlaşmalar imzalanırken, Çinli şirketlerTürkiye’ye yatırım yapıp bürolar açarken, Türk firmalar gıda ve inşaat dışındasektörlerde Çin’e yatırım yaparken ve büyük miktarlarda Çin kredisikullanılırken Uygur Türklerine kullanılan aşırı şiddet tüm bu ilişkileritersine çevirdi.[1]

    Birsene önce Abdullah Gül Çin Halk Cumhuriyeti’ne resmi bir ziyarette bulunmuştu.Her şey yolunda giderken, ticari anlaşmalar imzalanırken, Çinli şirketlerTürkiye’ye yatırım yapıp bürolar açarken, Türk firmalar gıda ve inşaat dışındasektörlerde Çin’e yatırım yaparken ve büyük miktarlarda Çin kredisikullanılırken Uygur Türklerine kullanılan aşırı şiddet tüm bu ilişkileritersine çevirdi.[1] Uygur’datam olarak ne olduğunu ve neler yaşandığını hala net bir şekilde öğrenmişdeğiliz. O günlerde yığınla kalabalığın sokaklarda “Katil Çin” sloganları çabukunutulmuş gibi gözüküyor. Şu bir gerçek ki hafızası çok kısa olan bir milletiz.Bunun farkında olan hükümet ise bir süre bekledikten sonra Çin ile önemli biryakınlaşmanın olduğunu dünyayla aynı anda kendi halkına da duyurdu. Özelliklebu konuda Dış İşleri Bakanımız ve etkin dış politikasının önemini vermekgerekmektedir. Etkin bir dış politikanın ekonomik getirilerini gelecekte dahafazla göreceğiz.
    [1]Tesadüfe Bak! Ve bu ülke adına ağla!, Yiğit Bulut, Habertürk Gazetesi, Erişimtarihi: 12.10.2010, [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


    Dünyaekonomik sisteminden ayrı bir yol izleyen ve bu yolda halen devam eden Çin çoğuiktisatçı tarafından mucize olarak adlandırılmaktadır.[1]Komünist yönetim tarzının kademeli olarak terk edildiği 1970’li yıllardanitibaren Çin muazzam bir büyüme içine girmiştir. Yıllar itibariyle Çinihracatında ki artışı örneklemek gerekirse, 1993 yılında 157 milyar dolar olanihracat 1997 yılında 288 milyar dolara çıkmıştır.[2]2009 yılında ise Almanya’yı geçerek Çin ihracatı 746milyar Euro olarakgerçekleşmiştir. Bunun yanı sıra Çin tüm dünyadan yatırım çekmekte vebüyüme hızını kaybetmeden sürdürmektedir. Ucuz işgücünün verdiği avantaj veyüksek tasarruf oranları ile finansal piyasasını güvence altına aldığısöylenebilir. Çin’in sürdürülebilir büyümeyi yakalayıp gelişmeyi halka ne kadaryayabileceği ve teknolojik üstünlüğü ne zaman ele alacağı isebilinmezliklerdendir. Örneğin son on yılın dünyanın en önemli 10 icadınınaraştırıldığı bir ankettin sonuçlarına göre tüm icatlar ABD menşeili çıktı.Fakat bu icatların çok azı ABD’ye ihraç geliri getirdi.[3]Çin ise her ne kadar bu icatların ürün sınıfına girenleri üretmesine rağmenteknoloji üretmede hala gerilerden gelmektedir. Bunun yanı sıra mutlak üstünlüksınıfında olduğu ürünler ve sektörlerde vardır.

    Türkiye ile Çin arasındaki ticari ilişkileri iki başlıkaltında açıklayabiliriz. İhracatımızdaki başlıcamaddeler krom, bakır, borat, mermer ve traverten gibi maden cevherleri (% 66),kimyasallar (% 11), makineler ve ulaşım araçlarıdır (% 9). İthalatımızdakibaşlıca maddeler ise makine ve ulaştırma araçları (% 48), tekstil (% 11) veyarı mamul mallardır (%Cool. 2009 yılındaÇin’e ihracatımız bir önceki yıla göre % 11 oranında artarak 1,6 milyar dolar,ithalatımız ise % 20 oranında düşerek 12,7 milyar dolar olmuştur. İkili ticarethacmi 2008 yılına göre % 17 oranında azalarak 14,3 milyar dolar civarındaolmuştur. Ülkemiz pazarında hâlihazırda CMEC, CRCC, DEC, ZTE, Huawei,Chery, Geely, BYD, Nuchtech gibi birçok Çinli firma başarılı çalışmalaryapmakta, müteahhitlik, altyapı, inşaat, telekomünikasyon başta olmak üzerebirçok sektörde Türk şirketleriyle önemli ortaklıklar kurmaktadırlar. 2009yılında ülkemizi ziyaret eden Çinli turist sayısı % 12 artış göstererek 69 binkişi olmuştur.[4] Bununyanı sıra Çin’den dış ticaret açığı yaklaşık olarak 12 milyar dolarbeklenmektedir.



    Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Wen Jiabao’nun son Türkiyeziyaretinden yeni bir döneme girildiğinin haberleri verildi. Ticari ilişkileraçısından yaşanan dengesizliklerin giderilmesinden ticarette TL-Yuanortaklığına kadar önemli anlaşmalara varıldı. Bunların yanı sıra sekiz tanedaha önemli anlaşmaya imza atıldı. Böyle tüksek derecede önemli anlaşmalaravarılması şüphesiz uzun bir çalışmanın sonucudur. İmzalanan anlaşmalarınayrıntısına geçmeden önce isimlerini vermek daha faydalı olacaktır. Bu çerçevede, iki ülke Hükümetlerarası İkili Ticari veEkonomik İşbirliğinin Geliştirilmesi ve Derinleştirilmesine İlişkin Anlaşma,İkili Ticari ve Ekonomik İşbirliğine İlişkin Orta ve Uzun Dönem Gelişim Planıİçin Ortak Çalışma Başlatılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası, Üçüncü ÜlkelerdeAltyapı İnşası ve Teknik Danışmanlık Hizmetlerinde İşbirliğini Artırmayaİlişkin Mutabakat Muhtırası ile Dış Ticaret Müsteşarlığı ile Çin TicaretBakanlığı Arasında Yeni İpek Yolu Bağlantısı Hakkında Ortak Çalışma GrubuOluşturulmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ileÇin Ticaret Bakanı Chen Deming arasında imzalandı.[5]



    TL- Yuan ortaklığı her ne kadar doları dışlamış gibi bir görüntüçizse de gerçekler bundan farklıdır. Özellikle Çin ile yapılan ticarette kiaçığın 12 milyar dolar olduğunu göz önüne alırsak bunun gerçekleşme olasılığınıdaha iyi anlayabiliriz. Çin Başbakanının ifade ettiği gibi en fazla 5 milyarTL’lik bir tutara bankalarında tutmayı taahhüt etmiştir. Böyle bir miktarın TL’nindeğerini ne kadar yükselteceğini kestirmek zor, fakat yükseliş her ne kadarolursa olsun böyle bir etkinin dış ticaretteki rekabet gücümüzü düşüreceğiaçıktır. Eğer Çin ifade ettiği gibi 5 milyar TL’lik bir tutarı bankasındatutmayı kabul etmez ve bu parayı (veya 12 milyar doları) Euro, dolar almak içinkullanırsa fiili olarak ticaret dövizle yapılmış olacaktır. [6] Her iki durumda da ticarette kaybımız devam edecektir.Bunlara ilave olarak Türk şirketlerin birkaç sektör dışında rekabet gücünesahip olmadığı düşünülürse durumun kötüleşmesi muhtemeledir. Çin ise dünyanınen büyük ihracatçısı konumuna gelmiş ve muazzam bir rekabet gücüne sahiptir.Böyle bir gücün karşısına ucuz iş gücü, kalitesiz ürün, kütle üretim,taklitçilik gibi Çin’in büyük potansiyele sahip olduğu konularda çıkmanınhiçbir anlamı yoktur. Yıllardın tekstilde dahi markalaşmayı başaramadığımızgerçeğini de düşündüğümü zaman kaliteli ve yüksek teknolojik yeniliklerledengeleme yoluna gitmekten başka bir yol yoktur.



    Diğer anlaşmaları kısacaaçıklamak gerekirse, iki ülke arasında ticareti geliştirmenin temelde olduğunusöylemek mümkündür. Soyut anlaşmaların çokluğu her ne kadar olumsuz bir tablogibi gözükse de Çin’den öğrenecek çok önemli stratejiler olduğu açıktır. Bununöğrenilmesi üçüncü ülkelere yapılan ihracat ve yatırımların daha profesyonelcegerçekleştirilmesini sağlayabilir. Özellikle Afrika, Ortadoğu ve Latin Amerikagibi nispeten gelişmekte olan bölgelere açılımların arttırılması ve ticariilişkilerin geliştirilmesi önemli gözükmektedir. Bunun farkında olan taraflaranlaşmalardan bir tanesini tam bu konuya endeksleyerek Üçüncü Ülkelerde Altyapıİnşası ve Teknik Danışmanlık Hizmetlerinde İşbirliğini Artırmaya İlişkinMutabakat anlaşmasına imza koymuşlardır. Özellikle yeni bir “İpek Yolunun”inşası için büyük çaba harcayan Türkiye anlaşmalardan birini bu doğrultuyagetirebilmiştir. Demiryollarının yenilenmesinden yeni otoyolların açılmasınakadar tüm yapılmaya çalışılan aslında tarihin yeniden canlandırılmayaçalışılmasıdır. Böyle bir projenin gerçekleşmesi enerji kaynakları bakımındanfakir olan Türkiye’nin ticari anlamda geleceğini garanti altına alabilecekpotansiyellere sahiptir.



    Gerçekleşen bu ziyaretten sonrauluslararası sahnede yerini yukarılara yazmaya başlayan Türkiye akıllı hamleleryapabilirse daha da güçlü bir konum elde edebilir. Toz pembe tablolar çizmesinerağmen Çin’in ekonomik alanın dışında sosyo-kültürel sorunlara sahiptir.Türkiye’de aynı şekilde sorunlara sahip olmasına olmasana rağmen çözüm yoluolarak demokratik usulleri seçmesinden ve özellikle büyük bir potansiyele sahipolmasından dolayı daha fazla avantaja sahiptir.



    Bir işi planlamak yapmaktan dahaönemlidir.



    Eğer insanlar aynı hatalaradüşmezse tarihte tekerrür etmez.



    Hakan UZUN



    İşletme Eğitimi Yüksek Lisans



    [1]Parasız İlker, İktisadın ABC’si, Ezgi kitapevi, 8. Baskı, 2006, s: 286-289.

    [2] Parasız İlker, Age, S:287.

    [3]İhracat nasıl artar, Murat Yülek, Zaman Gazetesi, Erişim Tarihi 12.10.2010, [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

    [4]TCDİB, Türkiye-Çin Halk Cumhuriyeti Ekonomik İlişkileri, Erişim tarihi:13.10.2010, [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

    [5]Çin ile çok önemli 8 anlaşma, Patronlar Dünyası, Erişim tarihi: 13.10.2010, [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

    [6]TL ile dış ticaret, Vatan gazetesi, Asaf Savaş Akat, Erişim tarihi: 13.10.2010,http://haber.gazetevatan.com/Haber/334066/1/Gundem

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 8:52 pm