Îmân, Muhammed aleyhisselâmın, Peygamber olarak bildirdiği şeyleri, akla, deneye ve felsefeye dayanmaksızın, kalb ile tasdîk ve i'tikâd etmek, inanmak, dil ile ikrâr etmek, söylemektir.
Îmân görmeden olur. Çünkü, görerek, düşünerek anlamaya kalkışarak inanmak, îmân olmaz, o şeyi bilmek, anlamak olur. Bu şey de, Allahü teâlânın yarattığıdır. Bunu, O'na ortak yapmış oluruz. Belki de, O'ndan başkasına îmân etmiş oluruz. Akla uygun olduğu için inanırsa, akla îmân etmiş olur. Peygambere îmân etmiş olmaz. Veya, Peygambere ve akla birlikte îmân etmiş olur ki, o zaman Peygambere güven tam olmaz. Güven tam olmayınca, îmân olmaz. Çünkü, îmân parçalanamaz.
Îmân görmeden olur. Çünkü, görerek, düşünerek anlamaya kalkışarak inanmak, îmân olmaz, o şeyi bilmek, anlamak olur. Bu şey de, Allahü teâlânın yarattığıdır. Bunu, O'na ortak yapmış oluruz. Belki de, O'ndan başkasına îmân etmiş oluruz. Akla uygun olduğu için inanırsa, akla îmân etmiş olur. Peygambere îmân etmiş olmaz. Veya, Peygambere ve akla birlikte îmân etmiş olur ki, o zaman Peygambere güven tam olmaz. Güven tam olmayınca, îmân olmaz. Çünkü, îmân parçalanamaz.