Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Vücudumuzdaki Sıvılar

    FallenAngel
    FallenAngel
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1738
    Kayıt Tarihi : 05/02/11
    Nereden : İstanbul
    Aktiflik :
    Vücudumuzdaki Sıvılar  Img_le10200 / 999200 / 999Vücudumuzdaki Sıvılar  Img_ri10


    Cüzdan
    Altın Altın: Sınırsız
    Para Para: Sınırsız

    Vücudumuzdaki Sıvılar  Empty Vücudumuzdaki Sıvılar

    Mesaj tarafından FallenAngel Çarş. Mart 09, 2011 8:34 pm

    Dünyanın 2/3?ünün su olduğu bilin­mektedir. Benzer bir durum insanlar için de söz konusudur ve insanların % 50-70?i sudur. Bu su miktarı yağlı bünyelerde bi­raz düşük, yağsız bünyelerde ve çocuklar­da biraz daha fazladır.

    Normal bir insanın günlük su kaybı 2500- 3000 m3, ihtiyacı da yine o kadardır. Alınan sıvı ile verilen sıvı arasında, yaz-kış fark etmeksizin, düzenli bir muvâzene söz konusudur. Vücuda alınan su üç yoldan temîn edilir: a) Günlük içilen su 1200 ml. b) Besinlerle alınan su 1100 ml. ; c) Vücutta yapılan su 300 ml. Bir günlük sıvı kaybı ise: a) İdrarla kayıp 1500 ml. b) Gâita ile kayıp 100 ml. c) Akciğerden solunumla 300 ml. ç) Deriden buharlaşma ile 700 ml. dolaylarındadır. Görülüyor ki vücuda alınan ile kaybedilen sıvı arasında bir muvâzene söz konusudur ve bu 2600 ml. civarındadır. Vücut sıvılarının alınması ile kaybı arasında bu dengenin yanında vücutta bu­lunan sıvı da vücudun belirli yerlerinde muayyen bir muvazene içinde sabit olarak bulunur. İnsan vücudunun % 70?i su olarak kabul edilirse bu % 70?in: % 50?si hücreler içindeki su, % 15?i hücreler arasındaki mesafede bulunan su, % 5?i de damar yatağında bulunan su­dur. Vücutta değişik yerlerde muayyen miktarlarda bulunan su, çeşitli sistemlerin kontrolü altında muvazenede tutulurlar. Bunların miktarlarında meydana gelecek değişimler. İnsan hayatını tehdit edebilir ve hatta insanın ölümüne yol açabilir. Or­ganizmadaki bu su metabolizması böbrek­ler, böbrek üstü bezleri, sinir ve iç salgı bez­lerinin kontrolü ile sabit değerde tutulur­lar. Böbreklere kan akımının az geldiği ve dolayısı ile damar yatağı sıvısının azal­ması demek olan durumlarda, böbrek tüp hücrelerinden tuz emilmesi ve su emil­mesi artar, yine böbrek glomerüllerinden süzülen sıvı miktarı da azalır. Beyinde bulunan hipofiz bezinin arka kısmından salgılanan ADH (anti diüretik hormon) böbrek tüplerini uyararak su emil­mesini artırır. Böylece böbreklerden günde 180 litreye kadar sıvı süzüldüğü halde bu­nun 178.5 litresi geri emilir. Bu hormon da kendi başına buyruk değildir. Kendisini hipotalamus adı verilen sistem kontrolünde tutmaktadır. Ağrı, heyecan, soğuk ve di­ğer tipteki uyaranlarla tesir altında kalabi­lir. Damar dışı ve hücre aralarındaki sı­vının düzenlenmesinde hipotalamustaki ba­sınç alıcıları sorumlu tutulmaktadır. Bu sı­vıdaki artma veya azalma durumlarında bu hassas alıcılar (reseptörler) vazife yaparak sıvı muvazenesini sağlarlar. Böbrek üstü bezleri ve bunların sal­gıladığı hormonların su metabolizmasının düzenlenmesinde önemli yerleri vardır. Bu bezden salgılanan hormonlar böbreklere ve böbrek dışı dokulara tesir ederler. Böbrek­lere etki ile suyun böbreklerden atılmasını sağlarlar. Sodyum katyonunun böbrek tüp hücrelerinden emilmesine yardım ederler ve böylece damar dışı ve hücreler arası sıvının artmasını sağlarlar. Su metabolizmasında yukarda sayılan organlara ilaveten vazife gören başka organlar da vardır. Boyundaki tiroid bezi, cin­siyet organları bunlar arasında sayılabilir. Bütün sayılan organlar vazifelerini ku­sursuz olarak yaparken, insan bünyesindeki su metabolizması da bir bütün halinde işÂ­ler. Uzun yaz günlerinde, güneşin sıcağı altında susuzluktan dili, damağı kuruyan insan susuzluğun ne demek olduğunu çok iyi bilir. Bilemediği bir şey ise bu sıcak gün­lerde ve onun aksine çok soğuk günlerde bünyesindeki su muvazenesinin nasıl ve hangi mekanizmayla mükemmel olarak işle­tildiğidir. Vücudumuzda suyun çeşitli sistemlerle kontrol altında dengede tutulması o ka­dar hassas bir iştir ki, sabit değerlerde tu­tulan mîktarların değişimi hayatı hemen tehdit altına alabilmektedir. Bu hassas öl­çü ve dengeyi görüp, teraziyi elinde tutan harika eli görmemek nasıl mümkün olur?

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 2:35 am