Bitki Kökleri Elementleri Nasıl Ayırt Eder?
Bitki kökleri toprakta karışık halde bulunan demir kalsiyum magnezyum ve fosfor gibi elementleri bir seferde ve hatasız bir şekilde birbirinden nasıl ayırt edebilir?
Doğada çeşitli şekillerde bulunduğunu bildiğimiz elementleri mineralleri birbirlerinden ayırmak için ne gibi işlemler yapmak gerekir?
Bitkiler toprağın altına yayılmış halde bulunan kökleri ile toprakta bulunan elementleri tanır birbirlerinden ayrıştırır ve ihtiyaçları olan miktarlarda su ve minerali gövdesine doğru pompalar. Bu hayati işlemler sırasında bitkiler bir kez bile şaşırmaz ve hata yapmazlar. Her zaman elementleri doğru bir şekilde tanır ihtiyacı doğru şekilde tespit eder ve yine tam olması gereken miktarda besini alırlar.
Bitkiler ihtiyaçları olan tüm mineralleri topraktan alırlar. Bu maddeler toprakta tek olarak bulunmaz. Bu yüzden bir bitki bunları iyon olarak emer ve toprak çözeltisi arasından sadece kendi ihtiyacı olan 16 tanesini alır. Bu işlem için de toprak altında sondaj yapan köklere gereksinim duyarlar. Köklerin görevi toprağın altına bir ağ gibi hızla yayılıp su ve mineralleri çekmektir.
Bitkiler aslında minerallere toprakta bulundukları yoğunluktan daha yüksek yoğunlukta ihtiyaç duyarlar. Bu da gerçekte köklerin ne kadar mükemmel bir toplama sistemine sahip olduklarını gösterir. Kökler ihtiyaçları olan iyonları kendi bünyelerindeki yüksek yoğunluğa rağmen hücrelerinden geçirerek pompalarlar.
Kimlik Taramasından Geçirilen Mineraller
Yerçekimi sisteminin tersine gerçekleşen pompalama işlemi oldukça zorlu bir iştir. Bu nedenle pompalara yüksek enerji sağlanması gereklidir. Ayrıca istenilen iyonları çeken ve istenmeyenleri geri iten bir tanıyıcı sistem olması da zorunludur. Bu da iyon pompalarının sadece basit birer pompa olmadıklarını göstermektedir.
Bir bitkinin sağlıklı olarak yaşayabilmesi için nitrojen potasyum fosfor kalsiyum magnezyum ve sülfür gibi ana elementlere ihtiyacı vardır. Bu "gerekli" elementleri sağlaması için kök hücresinin bitkinin tamamındaki elementleri teker teker tanıması ve nerede hangi elementin eksildiğini tespit etmesi gerekmektedir. Şüphesiz bunları yapmak oldukça zor olacaktır. Üstelik toprak içinde karışık olarak bulunduklarını düşünürsek bu işlem çok daha zorlaşacaktır.
Bir Bitkinin Topraktaki Elementlerin İçinden Kendisine "Gerekli Olanları Seçmesi" Ne Anlama Gelmektedir?
Öncelikle buradaki "gerekli" kavramını ele alalım. Bu "gereklilik" için kök hücresinin bitkinin tamamındaki elementleri teker teker tanıması şarttır. Tanıdığı bu elementlerin de bitkinin her yerindeki eksikliğini tespit etmesi ve ihtiyaç olarak belirlemesi gerekmektedir. Yine soru soralım. Bir element nasıl tanınır? Eğer toprakta saf halde bulunmuyorsa yani başka elementlerle bir arada bulunuyorsa bitki bir elementi diğerlerinden kendi başına ayırt edebilir mi? Böyle bir işlemin milyonlarca yıldır her seferinde en doğru şekilde gerçekleşmesi tesadüfen mümkün olur mu?
Bu soruların her birinin cevabı elbette ki "imkansız"dır. Bitkiler ilim bakımından her şeyi kuşatmış olan Yüce Allah’ın sonsuz ilminin tecellisi olarak hareket ettikleri için bu işlemleri her defasında ve hatasız yerine getirirler. Onlara bu yeteneği veren ihtiyaç duyulan elementleri toprakta bulunan diğerlerinden ayırt etmesini sağlayan kuşkusuz ki Yüce Rabbimiz’dir.
Bitki kökleri narin yapılarına rağmen tonlarca ağırlığa ulaşabilen bitkilerin toprağa sıkıca bağlanıp tutunmalarını da sağlarlar. Köklerin toprağı tutma özelliği son derece önemlidir. Çünkü bu sayede toprak kaymaları toprağın verimli üst katmanlarının yağmurlarla kaybı gibi insan yaşamını etkileyecek olumsuz etmenler de ortadan kalkmış olur.
Elementlerin Miktarını Ayarlayan Kökler
Bitkiler toprakta bulunan pek çok element içinden sadece kendilerine gerekli olan 16 elementi alır ve kullanırlar. Bu elementlerin yeteri kadar alınamaması ya da fazla alınması durumunda bitkide çeşitli eksiklikler ortaya çıkacaktır. Örneğin:
Nitrojen topraktan fazla alınması durumunda yüksek ısıda kolay kırılmaya ve güçsüz büyümeye sebep olabilir az alınması durumundaysa bitkilerde sararma kırmızılıkların ve morlukların oluşması az tomurcuklanma ve geç büyüme gibi sonuçlar doğurabilir.
Fosfor eksikliğindeyse büyüme yavaşlar renk koyulaşır bazı bitkilerdeki yapraklarda kahverengileşme ve morarma oluşur. Yine tomurcuklanma azalır ve alttaki yapraklar dökülür çiçek açımı azalır. Kısacası bitkilerin sağlıklı büyümeleri için bu iyonların varlığı ve topraktan gerektiği kadar alınmaları şarttır.
Bitkiler bu iyon seçici mekanizmaya sahip olmasalardı ne olurdu? Topraktan sadece gerekenleri değil de her türlü minerali alsalardı ya da gereğinden daha az ya da fazla mineral alsalardı neler olurdu? Kuşkusuz ki şu anda yeryüzünde bulunan kusursuz dengede önemli bozulmalar meydana gelirdi.
Toprak ile Aramızdaki Mineral Köprüsü: Bitkiler
Vücudumuzda toplam olarak yaklaşık üç kilo mineral vardır. Bunların bir kısmı organizmanın sağlığı için mutlaka gereklidir ve hepsinin vücutta bulunması gereken belirli miktarlar vardır. Örneğin vücutta kalsiyum olmasa dişler ve kemikler sertliğini kaybeder demir olmayınca hemoglobin de olmayacağından dokularımıza oksijen ulaşamaz. Potasyum ve sodyum olmasa hücrelerimiz elektrik yükünü kaybeder ve hızla yaşlanır.
İnsan vücudunda bulunan minerallerin aynısı toprakta da bulunur. Bunların da hepsinin oranları görevleri ve toprakta bulunuş şekilleri farklıdır ve bu minerallerden faydalanan pek çok canlı vardır. Bitkiler de kendileri için gerekli olan elementleri topraktan kolaylıkla alabilecek şekilde yaratılmışlardır.
Yapılarında yer alan elementlerin hepsinin farklı kullanım alanları dolayısıyla topraktan alındıktan sonra gitmeleri gereken farklı yerler vardır. Hepsinin görevi ayrıdır. Biz ise toprakta yer alan gerekli mineralleri bitkiler vasıtasıyla vücudumuza alırız. Bunları saf halde topraktan ayırt ederek vücudumuza katmamız ise olanaksızdır. Bu işi bizim için bitkiler üstlenmiştir. Tesadüfen oluşması mümkün olmayan bitkilerdeki bu sistemi Yüce Allah muazzam detaylar ve özelliklerle yaratmıştır. Diğer canlılar gibi bitkiler de Allah'ın emrine tabidirler ve O'na gönülden boyun eğmişlerdir. Bir Kuran ayetinde şöyle buyrulmuştur:
"Göklerde ve yerde bulunanlar O'nundur; hepsi O'na gönülden boyun eğmiş' bulunuyorlar." (Rum Suresi 26)
Kökler Su Dengesini Nasıl Sağlar?
Bitkiler köklerindeki hücrelerin iç basınçları dış basınçlarından az olduğunda dışarıdan su alırlar. Başka bir deyişle bitki topraktan ancak ihtiyacı olduğu zamanlarda su almaktadır. Bunu belirleyen en önemli faktör bitkinin köklerinin içinde bulunan suyun meydana getirdiği basınç miktarıdır. Bu basıncın dışarıdaki basınç miktarı ile dengelenmesi gereklidir. Bitki bunu sağlayabilmek için içerideki basınç miktarı azaldığında kökler vasıtası ile dışarıdan su alma ihtiyacı duyar. Bunun tam tersi olduğunda ise yani bitkideki iç basınç dışarıdakine oranla daha yüksek olduğunda bitki bu dengeyi sağlayabilmek için bünyesindeki suyu yapraklarından dışarı bırakır.
Eğer suyun topraktaki yoğunluğu normalde olduğundan biraz daha yüksek olsaydı dış basınç çok yüksek olacağından bitki sürekli su alacak ve bir süre sonra bitki bundan zarar görecekti. Bunun tam tersine suyun topraktaki yoğunluğu daha düşük olsaydı bitki hücresi dış basınç çok düşük olacağından dışarıdan hiçbir zaman su alamayacaktı. Hatta basıncı dengelemek için bünyesindeki suyu dışarı salacak yani her iki durumda da kuruyarak ölecekti.
Bu işlemleri yaparken kökler hiçbir teçhizata gerek duymazlar. Köklerin suyu çekme işlemini başlatacak gücü sağlayan bir motorları yoktur. Suyu ve mineralleri metrelerce uzunluktaki gövdeye pompalayacak bir teknik donanımları da mevcut değildir. Ama kökler çok geniş bir alana yayılarak suyu çekebilirler.
Görüldüğü gibi bitki kökleri ne eksik ne de fazla sadece o anki şartlarda ihtiyaç duyulan miktarda basınç ayarlaması yapabilecek bir denge-kontrol mekanizması ile donatılmışlardır.
İnsanların okuduklarında dahi anlamakta zorlandıkları bu işlemleri şuursuz köklerin gerçekleştiriyor olması son derece düşündürücüdür. Bu şüphesiz bitkiyi de köklerini de yaratan Yüce Allah'ın verdiği özelliklerle mümkün olmaktadır. (makale harun yahya)
Bitki kökleri toprakta karışık halde bulunan demir kalsiyum magnezyum ve fosfor gibi elementleri bir seferde ve hatasız bir şekilde birbirinden nasıl ayırt edebilir?
Doğada çeşitli şekillerde bulunduğunu bildiğimiz elementleri mineralleri birbirlerinden ayırmak için ne gibi işlemler yapmak gerekir?
Bitkiler toprağın altına yayılmış halde bulunan kökleri ile toprakta bulunan elementleri tanır birbirlerinden ayrıştırır ve ihtiyaçları olan miktarlarda su ve minerali gövdesine doğru pompalar. Bu hayati işlemler sırasında bitkiler bir kez bile şaşırmaz ve hata yapmazlar. Her zaman elementleri doğru bir şekilde tanır ihtiyacı doğru şekilde tespit eder ve yine tam olması gereken miktarda besini alırlar.
Bitkiler ihtiyaçları olan tüm mineralleri topraktan alırlar. Bu maddeler toprakta tek olarak bulunmaz. Bu yüzden bir bitki bunları iyon olarak emer ve toprak çözeltisi arasından sadece kendi ihtiyacı olan 16 tanesini alır. Bu işlem için de toprak altında sondaj yapan köklere gereksinim duyarlar. Köklerin görevi toprağın altına bir ağ gibi hızla yayılıp su ve mineralleri çekmektir.
Bitkiler aslında minerallere toprakta bulundukları yoğunluktan daha yüksek yoğunlukta ihtiyaç duyarlar. Bu da gerçekte köklerin ne kadar mükemmel bir toplama sistemine sahip olduklarını gösterir. Kökler ihtiyaçları olan iyonları kendi bünyelerindeki yüksek yoğunluğa rağmen hücrelerinden geçirerek pompalarlar.
Kimlik Taramasından Geçirilen Mineraller
Yerçekimi sisteminin tersine gerçekleşen pompalama işlemi oldukça zorlu bir iştir. Bu nedenle pompalara yüksek enerji sağlanması gereklidir. Ayrıca istenilen iyonları çeken ve istenmeyenleri geri iten bir tanıyıcı sistem olması da zorunludur. Bu da iyon pompalarının sadece basit birer pompa olmadıklarını göstermektedir.
Bir bitkinin sağlıklı olarak yaşayabilmesi için nitrojen potasyum fosfor kalsiyum magnezyum ve sülfür gibi ana elementlere ihtiyacı vardır. Bu "gerekli" elementleri sağlaması için kök hücresinin bitkinin tamamındaki elementleri teker teker tanıması ve nerede hangi elementin eksildiğini tespit etmesi gerekmektedir. Şüphesiz bunları yapmak oldukça zor olacaktır. Üstelik toprak içinde karışık olarak bulunduklarını düşünürsek bu işlem çok daha zorlaşacaktır.
Bir Bitkinin Topraktaki Elementlerin İçinden Kendisine "Gerekli Olanları Seçmesi" Ne Anlama Gelmektedir?
Öncelikle buradaki "gerekli" kavramını ele alalım. Bu "gereklilik" için kök hücresinin bitkinin tamamındaki elementleri teker teker tanıması şarttır. Tanıdığı bu elementlerin de bitkinin her yerindeki eksikliğini tespit etmesi ve ihtiyaç olarak belirlemesi gerekmektedir. Yine soru soralım. Bir element nasıl tanınır? Eğer toprakta saf halde bulunmuyorsa yani başka elementlerle bir arada bulunuyorsa bitki bir elementi diğerlerinden kendi başına ayırt edebilir mi? Böyle bir işlemin milyonlarca yıldır her seferinde en doğru şekilde gerçekleşmesi tesadüfen mümkün olur mu?
Bu soruların her birinin cevabı elbette ki "imkansız"dır. Bitkiler ilim bakımından her şeyi kuşatmış olan Yüce Allah’ın sonsuz ilminin tecellisi olarak hareket ettikleri için bu işlemleri her defasında ve hatasız yerine getirirler. Onlara bu yeteneği veren ihtiyaç duyulan elementleri toprakta bulunan diğerlerinden ayırt etmesini sağlayan kuşkusuz ki Yüce Rabbimiz’dir.
Bitki kökleri narin yapılarına rağmen tonlarca ağırlığa ulaşabilen bitkilerin toprağa sıkıca bağlanıp tutunmalarını da sağlarlar. Köklerin toprağı tutma özelliği son derece önemlidir. Çünkü bu sayede toprak kaymaları toprağın verimli üst katmanlarının yağmurlarla kaybı gibi insan yaşamını etkileyecek olumsuz etmenler de ortadan kalkmış olur.
Elementlerin Miktarını Ayarlayan Kökler
Bitkiler toprakta bulunan pek çok element içinden sadece kendilerine gerekli olan 16 elementi alır ve kullanırlar. Bu elementlerin yeteri kadar alınamaması ya da fazla alınması durumunda bitkide çeşitli eksiklikler ortaya çıkacaktır. Örneğin:
Nitrojen topraktan fazla alınması durumunda yüksek ısıda kolay kırılmaya ve güçsüz büyümeye sebep olabilir az alınması durumundaysa bitkilerde sararma kırmızılıkların ve morlukların oluşması az tomurcuklanma ve geç büyüme gibi sonuçlar doğurabilir.
Fosfor eksikliğindeyse büyüme yavaşlar renk koyulaşır bazı bitkilerdeki yapraklarda kahverengileşme ve morarma oluşur. Yine tomurcuklanma azalır ve alttaki yapraklar dökülür çiçek açımı azalır. Kısacası bitkilerin sağlıklı büyümeleri için bu iyonların varlığı ve topraktan gerektiği kadar alınmaları şarttır.
Bitkiler bu iyon seçici mekanizmaya sahip olmasalardı ne olurdu? Topraktan sadece gerekenleri değil de her türlü minerali alsalardı ya da gereğinden daha az ya da fazla mineral alsalardı neler olurdu? Kuşkusuz ki şu anda yeryüzünde bulunan kusursuz dengede önemli bozulmalar meydana gelirdi.
Toprak ile Aramızdaki Mineral Köprüsü: Bitkiler
Vücudumuzda toplam olarak yaklaşık üç kilo mineral vardır. Bunların bir kısmı organizmanın sağlığı için mutlaka gereklidir ve hepsinin vücutta bulunması gereken belirli miktarlar vardır. Örneğin vücutta kalsiyum olmasa dişler ve kemikler sertliğini kaybeder demir olmayınca hemoglobin de olmayacağından dokularımıza oksijen ulaşamaz. Potasyum ve sodyum olmasa hücrelerimiz elektrik yükünü kaybeder ve hızla yaşlanır.
İnsan vücudunda bulunan minerallerin aynısı toprakta da bulunur. Bunların da hepsinin oranları görevleri ve toprakta bulunuş şekilleri farklıdır ve bu minerallerden faydalanan pek çok canlı vardır. Bitkiler de kendileri için gerekli olan elementleri topraktan kolaylıkla alabilecek şekilde yaratılmışlardır.
Yapılarında yer alan elementlerin hepsinin farklı kullanım alanları dolayısıyla topraktan alındıktan sonra gitmeleri gereken farklı yerler vardır. Hepsinin görevi ayrıdır. Biz ise toprakta yer alan gerekli mineralleri bitkiler vasıtasıyla vücudumuza alırız. Bunları saf halde topraktan ayırt ederek vücudumuza katmamız ise olanaksızdır. Bu işi bizim için bitkiler üstlenmiştir. Tesadüfen oluşması mümkün olmayan bitkilerdeki bu sistemi Yüce Allah muazzam detaylar ve özelliklerle yaratmıştır. Diğer canlılar gibi bitkiler de Allah'ın emrine tabidirler ve O'na gönülden boyun eğmişlerdir. Bir Kuran ayetinde şöyle buyrulmuştur:
"Göklerde ve yerde bulunanlar O'nundur; hepsi O'na gönülden boyun eğmiş' bulunuyorlar." (Rum Suresi 26)
Kökler Su Dengesini Nasıl Sağlar?
Bitkiler köklerindeki hücrelerin iç basınçları dış basınçlarından az olduğunda dışarıdan su alırlar. Başka bir deyişle bitki topraktan ancak ihtiyacı olduğu zamanlarda su almaktadır. Bunu belirleyen en önemli faktör bitkinin köklerinin içinde bulunan suyun meydana getirdiği basınç miktarıdır. Bu basıncın dışarıdaki basınç miktarı ile dengelenmesi gereklidir. Bitki bunu sağlayabilmek için içerideki basınç miktarı azaldığında kökler vasıtası ile dışarıdan su alma ihtiyacı duyar. Bunun tam tersi olduğunda ise yani bitkideki iç basınç dışarıdakine oranla daha yüksek olduğunda bitki bu dengeyi sağlayabilmek için bünyesindeki suyu yapraklarından dışarı bırakır.
Eğer suyun topraktaki yoğunluğu normalde olduğundan biraz daha yüksek olsaydı dış basınç çok yüksek olacağından bitki sürekli su alacak ve bir süre sonra bitki bundan zarar görecekti. Bunun tam tersine suyun topraktaki yoğunluğu daha düşük olsaydı bitki hücresi dış basınç çok düşük olacağından dışarıdan hiçbir zaman su alamayacaktı. Hatta basıncı dengelemek için bünyesindeki suyu dışarı salacak yani her iki durumda da kuruyarak ölecekti.
Bu işlemleri yaparken kökler hiçbir teçhizata gerek duymazlar. Köklerin suyu çekme işlemini başlatacak gücü sağlayan bir motorları yoktur. Suyu ve mineralleri metrelerce uzunluktaki gövdeye pompalayacak bir teknik donanımları da mevcut değildir. Ama kökler çok geniş bir alana yayılarak suyu çekebilirler.
Görüldüğü gibi bitki kökleri ne eksik ne de fazla sadece o anki şartlarda ihtiyaç duyulan miktarda basınç ayarlaması yapabilecek bir denge-kontrol mekanizması ile donatılmışlardır.
İnsanların okuduklarında dahi anlamakta zorlandıkları bu işlemleri şuursuz köklerin gerçekleştiriyor olması son derece düşündürücüdür. Bu şüphesiz bitkiyi de köklerini de yaratan Yüce Allah'ın verdiği özelliklerle mümkün olmaktadır. (makale harun yahya)