Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Ağzından Baklayı Çıkarmak

    FallenAngel
    FallenAngel
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1738
    Kayıt Tarihi : 05/02/11
    Nereden : İstanbul
    Aktiflik :
    Ağzından Baklayı Çıkarmak  Img_le10200 / 999200 / 999Ağzından Baklayı Çıkarmak  Img_ri10


    Cüzdan
    Altın Altın: Sınırsız
    Para Para: Sınırsız

    Ağzından Baklayı Çıkarmak  Empty Ağzından Baklayı Çıkarmak

    Mesaj tarafından FallenAngel Cuma Mart 04, 2011 8:56 am

    Ağzından Baklayı Çıkarmak
    Ağzından Baklayı Çıkarmak deyiminin anlamı ve hikayesi
    Türkçe'de bakla ile alâkalı iki deyim vardır Her ikisinde de illiyet, kurutulmuş baklanın zor ıslanması ve zor yumuşamasıyla ilgilidir Kurutulmuş baklanın ağıza alındığında ıslanıp yumuşaması uzun bir süreyi ilzam eder Sır saklama ve dilini tutma konusunda kendisine itimad edilemeyen kişiler için "Ağzında bakla ıslanmaz" deyiminin kullanılması bu yüzdendir Yani duyduğu bir sırrı hemen başkasına anlatır, demlenesiye kadar yahut bir baklanın ıslanacağı müddet kadar olsun beklemez demeye gelir
    Baklayla ilgili diğer deyim baklayı ağzından çıkarmaktır Deyim, içimizden geçtiği halde mekân ve zaman müsait olmadığı için nezaket veya siyaseten söyle(ye)mediğimiz şeyler için birisinin bizi ikazı zımnında "Çıkar ağzından (dilinin altından) baklayı" demesine işarettir Deyimin hikâyesi şöyle:

    Vaktiyle çok küfürbaz bir adam yaşarmış Zamanla kendine yakıştırılan küfürbazlık şöhretine tahammül edemez olmuş Soluğu bir tekkede almış ve durumu tekkenin şeyhine anlatıp sırf bu huyundan vazgeçmek için dervişliğe soyunmaya geldiğini söylemiş Şeyh efendi bakmış, adamın niyeti halis, geri çevirmek olmaz, matbahtan bir avuç bakla tanesi getirtmiş Bunlara okuyup üfledikten sonra yeni dervişe dönüp tembih etmiş:
    - Şimdi bu bakla tanelerini al Birini dilinin altına, diğerlerini cebine koy Konuşmak istediğin vakit bakla diline takılacak, sen de küfretmeme isteğini hatırlayıp o anda söyleyeceğin küfürden vazgeçeceksin Bakla ağzında ıslanıp da erimeye başlayacak olursa cebinden yeni bir baklayı dilinin altına yerleştirirsin
    Adamcık şeyhinin dediği gibi tekkede kalıp kendini kontrol etmeye başlar Bu arada şeyh efendi de bir yere gidince onu yanından ayırmamaktadır Yağmurlu bir günde şeyh ile derviş bir sokaktan geçerlerken bir evin penceresi hızla açılır ve gençten bir kız çocuğu başını uzatarak,
    - Şeyh efendi, biraz durur musun? deyip pencereyi kapatır Şeyh efendi söyleneni yapar, illa yağmur sicim gibi yağmaktadır Sığınacak bir saçak altı da yoktur Üstelik niçin durdurulduğunu henüz bilmemektedir ve kız da pencereden kaybolmuştur Bir ara evin kapısına varıp kızın ne istediğini sormak geçer içinden ve tam kapıya yöneleceği sırada kız tekrar pencerede görünür ve,
    -Şeyh efendi, der, birkaç dakika daha bekleseniz
    Şeyh içinden "La havle" çekse de denileni yapmamak tarikat adabına mugayir olduğundan biraz daha beklemeyi göze alır O sırada küfürbaz derviş kendi kendine söylenmeye başlamıştır Yağmurun şiddeti gittikçe artmakta, bizimkiler de iliklerine kadar ıslanmaktadırlar Nihayet pencere üçüncü kez açılır ve kız seslenir:
    -Gidebilirsiniz artık!
    Şeyh efendi merak eder ve sorar:
    -İyi de evlâdım bir şey yok ise bizi niçin beklettin?
    - Efendim, der kız, elbette bir şey var, sizi sebepsiz bekletmiş değiliz Tavuklarımızı kuluçkaya yatırıyorduk Yumurtaları tavuğun akına koyarken bir kavuklunun tepesine bakılırsa piliçler de tepeli olur,horoz çıkarmışAnnem sizi geçerken gördü de yumurtaları kuluçkaya koydu
    Münasebetsizliğin bu derecesi üzerine Şeyh efendi,
    -Ulan derviş, der, çıkar ağzından baklayı!

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 6:08 am