Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    ÖzLedim Seni

    FallenAngel
    FallenAngel
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1738
    Kayıt Tarihi : 05/02/11
    Nereden : İstanbul
    Aktiflik :
    ÖzLedim Seni Img_le10200 / 999200 / 999ÖzLedim Seni Img_ri10


    Cüzdan
    Altın Altın: Sınırsız
    Para Para: Sınırsız

    ÖzLedim Seni Empty ÖzLedim Seni

    Mesaj tarafından FallenAngel C.tesi Şub. 26, 2011 12:14 am

    Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir...
    Beynimi uyuşturuyor özlemin...
    Çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca yıl
    içimi nasıl ısıttığını yeni yeni anlıyorum.
    Yokluğun hatırlandıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp
    sürekli bir boşluğa dönüşüyor.
    Sabahlara seni okşayarak başlamaları akşamları her işi bir kenara koyup
    seninle baş başa karşılamaları özlüyorum; oynaşmalarımızı
    yürüyüşlerimizi sevimli haşarılığını çocuksu küskünlüğünü...
    Nasıl da serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne yumuşak
    bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken...
    Ya da kolyeni çözdüğümde kollarıma atlarken...
    Hasta olduğunda o korkunç kriz gecelerinde günler
    geceler boyu nöbet tuttuk başında... O şen kahkahalarına
    yeniden kavuşabilmek için sessiz dualar ederek...
    "Atlattı" müjdesini kutlarken yorgun bedenindeki yaraları okşayarak
    doktorun böldü sevincimizi: "Yaşayamaz artık bu evde...
    Yüksek binalar ve beton duvarların gri kentinde" dedi
    "O gitmeli... Ve kendine yeni bir hayat çizmeli..."
    Bilsen ne zor gitmen gerektiğini bile bile "Kal" demek sana...
    Ne zor senin için ebedi mutluluğun beni unutmandan geçtiğini bilmek...
    Gitmeni asla istemediğim halde buna mecbur olduğumuzu görmek
    ve sana bunları söyleyemeden "Git artık" demek...
    "Beni ne kadar çabuk unutursan o kadar çabuk kavuşacaksın
    mutluluğa" demek sana ne zor...
    Sesimi kokumu çekip alıvermek beyninden
    sesin kokun hala beynimdeyken...
    Seni görmemek ve belki yıllar sonra karşılaştığımızda
    bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
    Yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek...
    Ve sonra kendi ellerimle bindirip seni yabancı bir arabanın
    arka koltuğuna birlikte güneşlendiğimiz onca yazı
    yan yana titreştiğimiz onca kışı paylaştığımız bunca acıyı
    onca kahkahayı ve bütün o uzak yeşillikleri katıp yorgun bedeninin yanına
    arkadan pişmanlık gözyaşları dökmek ne zor...
    Ne zor hiç tanımadan seni emanet ettiğim bir şoföre "Hızla
    uzaklaş buradan ve gidebileceğin kadar uzağa git" demek...
    Yokluğunu beklemek ne zor...
    Bunları düşündükçe şu anda uzaklarda bir yerlerde
    üşüdüğünü sezinleyerek panikliyorum. Bütün engelleri aşıp
    terk edilmiş caddeleri kimsesiz sokakları yalnız bulvarları arşınlayarak
    sana ulaşmak sessizce başını okşamak kulağına sevgi sözcükleri fısıldamak
    ve yavaşça üzerini örtmek geliyor içimden...
    Paylaştığımız bir mazinin yitirdiğimiz bir geleceğe
    dönüşmesinden hicran duyuyorum.
    Gizli gizli hüzünlendiğim akşamlardan birinde
    terk etmişlere özgü bir terk edilme korkusunu da
    yüreğimin derinliklerinde duyarak sana koşmak
    yaptıklarım ve daha çok da yapamadıklarım için özür dilemek
    ve "Dön bebeğim" demek istiyorum:
    "Geri dön... Kulüben seni bekliyor..."

    Can Dündar

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 5:15 am