Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur

    FallenAngel
    FallenAngel
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1738
    Kayıt Tarihi : 05/02/11
    Nereden : İstanbul
    Aktiflik :
    Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur Img_le10200 / 999200 / 999Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur Img_ri10


    Cüzdan
    Altın Altın: Sınırsız
    Para Para: Sınırsız

    Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur Empty Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur

    Mesaj tarafından FallenAngel Cuma Şub. 25, 2011 11:36 pm

    Ne kusursuz insan ara ne de insanda kusur

    Günün birinde yolu bir dergâha düsen kendi halinde bir adam dergâhta bir Mevlevi ile bir Bektaşi''nin sohbet ettiklerini görünce yanlarına yaklaşır. Kendini tanıtır ve dergâhı merak ettiğini nasıl zikir edildiğini izlemek için geldiğini söyler.

    Erenler başlar adama çeşitli nasihatlerde bulunmaya her biri kendi yolunu mümkün olan en tatlı dille anlatmaya çalışır.

    Adam bir yandan onları dinlerken bir yandan da gözleri onların giysilerine takılır.

    Mevlevi'nin giydiği kıyafette kollar o kadar geniş ve uzundur ki hem içine üç kişinin birden kolu sığabilir hem de uzun olduğu için yalnızca kolları değil elleri de kapatmaktadır.

    Bektaşi’nin kıyafetinde ise tam tersi bir durum vardır.


    Elbisenin kolu daracıktır neredeyse tene yapışmıştır; üstelik kısa olduğu için eller ta bileklere kadar açıktır.

    Bu duruma hayret eden adam sebebini öğrenmek ister.

    Büyük merakla önce Mevlevi'ye sorar:

    "Pirim kıyafetinizin kolları neden o kadar geniş ve uzun; bunun özel bir sebebi var mı?"

    Mevlevi hiç beklemediği bu soru karşısında oldukça şaşırır.

    İki kolunu da biraz yukarıya kaldırır sonra ellerini birleştirerek kollarını daire sekline getirir ve şöyle der:

    "Evet özel bir sebebi vardır. Çünkü biz insanların günahlarını ayıplarını kusurlarını örteriz. Başkaları görmesin diye üzerini kapatırız."

    Yanıttan oldukça hoşnut olan adam ayni merakla bu kez Bektaşi''ye döner:

    "Peki ya siz pirim? Sizin kıyafetinizin kolları neden bu kadar dar ve kısa?

    Siz insanların günahları ve ayıplarını örtmez misiniz?"

    Bektaşi kendi kollarına bakar birkaç saniyelik bir dalgınlıktan sonra gülümser ve adama bakarak şöyle der:

    "Biz mi? Bizim geniş kıyafetlere ihtiyacımız yoktur.

    Çünkü biz insanların günahlarını ve kusurlarını görmeyiz."



    ÖZETLE:

    Seveceksen öylece sev.

    Ne kusursuz insan ara ne de insanda kusur.

    Birincisini zaten bulamazsın ikincisinde ise bulduğun her kusur öğrendiğin her ayıp sahibini değil seni çirkinleştirir. Her ikisi de seni mutsuz eder. Birincisini bulamadığın için ikincisini ise bulduğun için mutsuz olursun...



    Aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler. [Mevlâna]

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 9:59 am