Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Yitirilen Dostun Ardından

    FallenAngel
    FallenAngel
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1738
    Kayıt Tarihi : 05/02/11
    Nereden : İstanbul
    Aktiflik :
    Yitirilen Dostun Ardından Img_le10200 / 999200 / 999Yitirilen Dostun Ardından Img_ri10


    Cüzdan
    Altın Altın: Sınırsız
    Para Para: Sınırsız

    Yitirilen Dostun Ardından Empty Yitirilen Dostun Ardından

    Mesaj tarafından FallenAngel Perş. Şub. 24, 2011 11:53 pm

    Terentius "Onunla her şeyi paylaşmak zevkinden mahrum kalınca hiçbir zevki tatmamaya karar verdim" demiş yitirdiği bir dostunun ardından.

    Nasıl bir insandan bahseder Terentius? Karşısında zavallı gibi görünmekten korkmadığımız bizi değiştirmeye değil zenginleştirmeye çalışan yargılayan değil kendimizi sorgulamamıza yardımcı olan biri midir yitirilen?
    Sabahın 3'ünde çaldığımız kapısını açtığında tek kelime etmeden kollarına atılıp ağlayabileceğimiz bir insan mıdır Terentius'un acısını bu şekilde dillendiren?

    Nedenlerini merak etse degöz yaşlarımızın dinmesini bekleyecek kadar anlayışlı titrek sesimiz ve telaşlı cümlelerimizi sükunetle dinleyecek kadar sabırlı acımızın bir kısmını kendine yük edinecek kadar cömert ve yüreklimidir insanlar dost diye seçtiklerimiz?

    Sadece sohbeti değil sessizliği de sıkıcı olmayan; yalnızlığımızı unutmak için varlığı eksikliğini hissetmemiz için yokluğu kafi gelen insanlara mı dostum deriz?

    Başımıza gelen güzel bir şeyin coşkusu yüreğimize sığmadığında saate aldırmayıp telefona sarıldığımız ve karşımızdaki uykulu sese"Kulaklarına inanmayacaksın" diye bağırdığımızda "Sabahı bekleyemez miydin? " demeyen biri midir gerçek bir dost?

    Güzel bir film izlediğimizde keşke O da olsaydı dediğimiz okuduğumuz bir kitaptan bahsedebildiğimiz ve en mahrem sırlarımızı anlattıktan sonra rahatça uykuya dalabildiğimiz bir sırdaş mıdır yoksa?

    Konuşurken gözlerimizi kaçırmadığımız kendimizi saklamadığımız ve yüzümüze en acı gerçekleri haykırırken bile darılmadığımız yalnızlığımız mıdır dost dediğimiz insanlar?

    Ne bileyim aynı fikirde olmasak da uzlaşabildiğimiz köprüleri atmadan da tartışabildiğimiz her savaştan birlikte ve biraz daha güçlenmiş bağlarla çıktığımız insanlar mıdır dost payesi verdiklerimiz?

    Tanıdığımızı sanırken daha keşfedilmeyi bekleyen nice el değmemiş duygular ve düşünceler taşıdığını gördüğümüz; sürekli bizi şaşırtan kendimiz midir onlarda sevdiğimiz?

    Aristo haklı mıdır; "Dostluk bir ruhun iki ayrı bedende yaşamasıdır"derken ve Terentius başka bir bedende toprağa verdiği ruhunun yasını mı tutmaktadır? Paylaştığı her şeye ölüm de mi dahildir?

    Acaba neyi kaybedeceğini dostu ölmeden önce fark etmiş midir? Ya biz; her şeyi paylaşmanın iddialı ve gerçek dışı geldiği günümüzdesahip miyiz gerçek bir dosta?

    Ya da adımızın önüne dost sıfatı koyan insanlar var mıdır hayatımızda?Yoksa kendimizi sevmeyi başaramadığımızdan şaşırıyor muyuz bizi sevdiğini söyleyen birinin varlığına inanamıyor muyuz yanımızda kalmasına ve uzaklaştırıyor muyuz içten içe bizi sevmesini istediğimiz insanı kendimizden?
    Ve bir gün bir el daha kayıp gittiğinde avuçlarımızdan kendi mezarımızın başında ağlayacağımızı biliyor muyuz? İş işten geçmeden önce teşekkür edebiliyor muyuz sevdiğimize hiç değilse bizi sevdiği için...


    Alıntıdır !

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 3:28 am