Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Kuran’da, Hz. Süleyman' a cinlerin "ifrit" denilen bir kısmından hizmetcileri olduğu

    FallenAngel
    FallenAngel
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1738
    Kayıt Tarihi : 05/02/11
    Nereden : İstanbul
    Aktiflik :
    Kuran’da, Hz. Süleyman' a cinlerin "ifrit" denilen bir kısmından hizmetcileri olduğu Img_le10200 / 999200 / 999Kuran’da, Hz. Süleyman' a cinlerin "ifrit" denilen bir kısmından hizmetcileri olduğu Img_ri10


    Cüzdan
    Altın Altın: Sınırsız
    Para Para: Sınırsız

    Kuran’da, Hz. Süleyman' a cinlerin "ifrit" denilen bir kısmından hizmetcileri olduğu Empty Kuran’da, Hz. Süleyman' a cinlerin "ifrit" denilen bir kısmından hizmetcileri olduğu

    Mesaj tarafından FallenAngel Perş. Nis. 07, 2011 8:02 pm

    Kuran’da, Hz Süleyman' a cinlerin "ifrit" denilen bir kısmından hizmetcileri olduğu ifade edilmektedir Bu hadiseyi ve ifrit cinleri açıklar mısınız ?

    Cinlerden bir kısmına ifrit deniliyor Ragıb el-İsfehanî, ifritin, pis, çetin anlamına geldiğini söylemiştir Yazır, bundan hareketle, Şeytan gibi insan hakkında da kullanıldığını, ifrit ve nifrit şeklinde ifade edildiğini kaydeder İbn-i Kuteybe ise, “İfrit, yaratılışı kuvvetli, demektir (1) Şibli ise, Ebu Amr b Abdülberr’den naklen; “Lisanı iyi bilen kelam alimleri cinleri dereceler halinde zikrederler Yalın olarak cin dediklerinde “Cinni” derler İnsanlarla birlikte oturanını kastettiklerinde “âmir”, çoğulunda “ummar” derler(2) Demek ki ifrit, kötülük ve pislikte son dereceyi bulmuş ve şeytanlıkta ileri gitmiş, tuttuğunu devirir, kuvvetli, becerikli, ele avuca girmez biri demektir İnsana da denildiği için ayette “cinden” diye açıklanmıştır(3)

    Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de; “Cinlerden bir ifrit, ‘Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm Gerçekten bu işe gücüm ve güvenim var’ Dedi Kitaptan ilmi olan kimse ise, ‘Gözünü açıp kapamadan, ben onu sana getirebilirim’ dedi (Süleyman) onu (Melikenin tahtını) yanı başına yerleşivermiş görünce, ‘Bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye, beni sınamak üzere Rabbimin (gösterdiği) lütfundandır Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur; nankörlük edene gelince, o bilsin ki, Rabbin müstağnidir (şükre ihtiyacı olmayan), çok kerem sahibidir”(27:39-40) buyurulmaktadır

    Burada ifritlerin neler yapabileceğine işaret edilmekle beraber, celp ilmini bilen bir alimin de onlardan daha seri olarak bazı işleri yapabileceği anlatılmaktadır Nitekim tefsirciler bu işi yapan kişinin Hz Süleyman’ın adamlarından biri olduğuna kanidirler Ancak bu kişinin kim olduğu hakkında değişik şeyler söylenmiştir İbn Mes’ud (ra) bunun Hızır (as) olduğunu söylemiştir(4) İbn Abbas’ın meşhur görüşüne göre ise, bu kişi, Hz Süleyman’ın vezirlerinden Asaf b Berhıya’dır ki, sadık ve doğru bir kişiliğe sahiptir(5) Tefsircilerin çoğunluğu bu isim üzerinde birleşmektedir Aradaki mesafenin ise, iki aylık bir mesafe olduğu kaydedilmektedir(6) Bu zat, dua edildiği zaman Allah’ın mutlaka kabul edeceği “İsm-i A’zam” duasını biliyordu Hz Süleyman’ın bir mucizesi olarak veziri böyle bir keramet göstermiştir

    Bu konuda, Bediüzzaman “Sözler” adlı eserinde şöyle diyor:

    “Hazret-i Süleyman (as)’a Belkıs’ın tahtını yanına getirtmek için vezirlerinden celp (eşyayı bir yerden bir yere nakletme) ilmini bilen bir alim dedi ki: “Gözünüzü açıp kapayıncaya kadar sizin yanınızda o tahtı hazır ederim” olan hârika hadiseye delalet eden şu âyet:


    قَالَ الَّذِى عِنْدَهُ عِلْمٌ مِنَ اْلكِتَابِ اَنَا اَتِيكَ بِهِ قَبْلَ اَنْ يَرْتَدَّ اِلَيْكَ طَرْفُكَ فَلَمَّا رَاَهُ مُسْتَقِرًّا عِنْدَهُ

    işaret ediyor ki: Uzak mesafelerden eşyayı aynen veya şeklen getirip hazır etmek mümkündür Hem vakidir ki; peygamberliğiyle beraber saltanatla müşerref olan Hazret-i Süleyman (as), hem masumiyetine, hem de adaletine medar olmak için pek geniş olan aktar-ı memleketine bizzât zahmetsiz muttali olmak ve raiyetinin ahvalini görmek ve dertlerini işitmek; bir mucize suretinde Cenab-ı Hak ihsan etmiştir Demek, Cenab-ı Hakk'a itimat edip Süleyman (as)’ın lisan-ı ismetiyle istediği gibi, o da lisan-ı istidadıyla Cenab-ı Hak'tan istese ve âdet kanunlarına ve inayetine uygun olarak hareket etse; ona dünya, bir şehir hükmüne geçebilir Demek taht-ı Belkıs Yemen'de iken, Şam'da aynıyla veyahut suretiyle hazır olmuştur, görülmüştür Elbette taht etrafındaki adamların suretleri ile beraber sesleri de işitilmiştir İşte uzak mesafede, celb-i surete ve sese haşmetli bir surette işaret ediyor …(7)


    Nitekim Bediüzzaman’ın temas ettiği hususlar şimdi gerçekleşmiştir Gerek İNTERNET, gerek RADYO veya TELEVİZYON yoluyla, kapalı devre yayınlar ve marifetli kameralar yolu ile naklen yayın yapmak, multi vizyon veya sine vizyon yoluyla konuşmalar yapmak, her yere bağlanan monitörler ve uydu aracılığı ile yayınlar yapmak ve dünyayı kontrol altında tutmak mümkün hale gelmiştir Güncel deyimiyle, dünya küreselleşmiş ve her türlü faaliyetler aktiflik kazanmıştır Bir bakıma dünya artık bir binanın değişik katları ve daireleri, odaları kadar birbirine yakın hale gelmiştir Ayetin buna işaret etmesi bir çeşit mucize olarak gerçekleşmiş, Kur’an’ın ölümsüzlüğüne ve evrenselliğine bir kere daha imza atılmıştır

    (1) Yazır, Hak Dini, VI, 142
    (2) Şibli, Cinlerin Esrarı, s 65
    (3) Yazır, Hak Dini, VI, 143
    (4) Alûsî, Ruhu’l-Meani, X, 203
    (5) Süyuti, ed-Dürrü’l-Mensur, VI, 360
    (6) Yazır, Hak Dini, VI; 144
    (7) Sözler, 20 Söz, (256-257)

      Forum Saati Cuma Kas. 15, 2024 11:00 am