Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Başlangıç noktası her yerdir

    FallenAngel
    FallenAngel
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1738
    Kayıt Tarihi : 05/02/11
    Nereden : İstanbul
    Aktiflik :
    Başlangıç noktası her yerdir Img_le10200 / 999200 / 999Başlangıç noktası her yerdir Img_ri10


    Cüzdan
    Altın Altın: Sınırsız
    Para Para: Sınırsız

    Başlangıç noktası her yerdir Empty Başlangıç noktası her yerdir

    Mesaj tarafından FallenAngel Çarş. Mart 30, 2011 12:17 pm

    Başlangıç noktası her yerdir
    Bir turist ziyaret ettiği kasabanın yaşlı marangozuna sorar: "Bu kasaba neyiyle ünlüdür?' Yaşlı adam yanıt verir. "Bu kasaba, dünyada gidebileceğiniz her yerin başlangıç noktasıdır. Buradan başlayarak istediğiniz her yere gidebilirsiniz."
    Yaşlı adam ne kadar haklı. Oysa çoğumuz yaşamın zenginliğinin hazzına varabilmek için başka bir yerde olmamız gerektiğini sanıyoruz: Önce bir noktaya gelelim, özlem duyduğumuz şeylere kavuşalım, ondan sonra mutlu olmaktan bahsedebiliriz.
    Şimdi buradayız. Başka bir yerde ve zamanda olmamız imkânsız. Oysa, alacağımız kararları 'eğer' sözcüğü yönetiyor.
    Eğer üniversiteden mezun olursam mutlu olacağım... Eğer sevdiğim kişiyle evlenirsem mutlu olacağım... Eğer çok para kazanacağım bir işe girersem mutlu olacağım...
    Bu eğerler olduğumuz yerden başlamanızı engelliyor. Gücümüzü ve mutluluğumuzu baltalıyor. Şu anda başlangıç noktasındasınız. Dışarıdan kazanacağınızı sandığınız güç içinizde, burnunuzun dibinde.
    Filler nasıl eğitiliyor biliyor musunuz? Daha yavruyken, kalın bir zincirle hayvanın bacağı bir direğe bağlanıyor. Önceleri hayvan kaçmaya çalışıyor ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın ne zinciri koparabiliyor ne de direği yerinden oynatabiliyor. Fil yavrusu ayağında zincirle büyüyor ve kaçamayacağını kabulleniyor. Özgürlük kavramını yitiriyor. İşte bu noktada ayağındaki zincir çözülüyor ve yerine konulan ince bir halatla birkaç santimetre boyunda tahtadan bir çubuğa bağlanıyor. Fil, bu koşullarda kolaylıkla kaçabilecek olmasına rağmen olduğu yerde kalıyor. Çünkü hâlâ var olduğunu sandığı zincirini asla kıramayacağına inanıyor.
    Çoğumuzun yaşamı da çocukluğumuzda koşullandığımız düşünce, duygu ve inanç kalıplarının esaretinde sürüyor. Olağanüstü yetenekleriniz, olağanüstü gücünüz var ve kullanılmayı bekliyor. Eğer yapabileceklerinizin hepsini yapmış olduğunuzu görebilseydiniz çok şaşırırdınız.
    "Yapamam" deyip yapabileceklerinizi engellemeyin. Tek bir insan bile yapmak istediğinizi başarmışsa aynı güç sizde de var. Ne kadar hızlı koşabileceğinizi bilmek istiyorsanız, olimpiyatlarda en hızlı koşan insanı gözleyin, sokakta yürüyen insanı değil. Olimpiyat şampiyonu da bu başarıyı hak etmek için uzun süre kaslarını, bedenini, düşüncelerini eğitti. Ve yarıştan önce koçu motive edici sözler söyledi, değil mi? Binlerce tonu kaldırabileceği halde, gücünü bilmediği için tahta çubuğun esaretinde yaşayan fil gibi, kendinize empoze ettiğiniz sınırların farkında olun. Gücünüzün ve yeteneklerinizin farkında olduğunuzda, kendinize olan inancınız da artacaktır. Bu güçle dağları devirebilirsiniz.
    Her şey olup bittikten sonra, "Bunu ben de yapabilirdim" dedi adam. Oysa önceleri, "Yapamam" diyordu. Sonra, "Belki yapabilirim" demeye başladı. "Peki bir deneyeyim" noktasına geldiğinde, biri 'yapmıştı' bile. Çünkü yapan bir kişi, en başından yapabileceğine inanıyordu. Başarılı insan yaratıcı ve üretkendir. Bir şeyi ancak 'yaparak' yapabilirsiniz, yapabileceğinizi düşünmek yetmez.
    Başarılı insan başarının bir günde oluşmayacağını bilir. Adım adım hedefe yaklaşır. Ve hedefin de ötesine geçer. Sizi olabileceğinizin en iyisi olmaktan, istediklerinize sahip olmaktan ve yapabileceklerinizden alıkoyan ne? Tembellik mi? Risk alma korkusu mu? Başarısızlık korkusu mu? Başarı korkusu mu? Tüm bu korkular daha başlamadan bizi bitirir.

      Forum Saati Cuma Kas. 15, 2024 5:53 am