Susmak hikmettir
Susmak hikmettir..
Nevres beni düşürdü dile arzû-yı dil
Hep çektiğim cihanda benim dil belâsıdır
Nevres-i Kadîm böyle buyuruyor bir gazelinde Siz de bilirsiniz ki buna benzer, yani dil’in başa açtığı işlere dair yüzlerce mısra, bir o kadar atalar sözü, belki onlardan eksik olmamak üzere vecize vs vardır Kutadgu Bilig’den veya Kelile ve Dimne’den dahi onlarca hikaye aktarabiliriz
Görmüşsünüzdür, biliyorsunuzdur Hatta şu Hadis-i Şerifi de duymuşluğunuz vardır mutlaka: “Ya hayır söyle veya sus Susan kurtulur”
Belki şu hikâyecik çalınmıştır kulağınıza:
Zünnun-i Mısri hazretlerine;
-Kalbini en güzel koruyan kimdir? diye sorduklarında;
-Diline en çok hakim olan cevabını vermiştir
Susmak hikmettir ve fakat susan azdır Herkes her konuda, yerli yersiz konuşmak için kendini parçalıyor Demezsek çatlayacağız sanıyoruz Konuşuyoruz Ağzı olan konuşuyor Ne kadar dinlendiğimize bakmadan konuşuyoruz Çok konuşmak için konuşuyoruz Laf olsun diye konuşuyoruz Ağzımızın içinde cirmi küçük fakat cürmü büyük bir et parçası bizi yükseltip alçaltıyor, gönderip getiriyor
Ramazan güzeldir ve güzellikler getirir
Buna hamd etmek gerekir
Hamd ile birlikte icraat da gerekir
Dünyanın en zor işinin susmak olduğunu bilmek yetmez icraata dökmek de gerekir
En azından günde birkaç kez “susma” egzersizleri yapıyorum Konuşmak istedikçe susuyorum Kelimeler boğazımda isyana kalkıyor, inadına söze dökmüyorum İyi söz söylemekten dahi korkuyorum ki beni söz uzadıkça kötü söze götürmesin diye susuyorum Geçen hafta başladım bu egzersizlere İlk gün birkaç kez;
ikinci gün birkaç kez;
birkaç gündür birçok kez susuyorum
Susmanın bir ibadet olduğu bilincindeyim Susuyorum çünkü:
“Her sabah, bütün uzuvlar, yalvararak dile derler ki: Bizim hakkımızı gözetmekte Allah’tan kork, kötü söz söyleme, bizi ateşte yakma! Bizim dine uyup uymamamız senin sebebinledir Sen doğru olursan biz de doğru oluruz Sen eğri olursan biz de eğri oluruz” ikazına kulak veriyorum
Bilgi, tecrübe edilirse bizim olur
Zora kalkıştım
Haydi bismillah…
Kâni Çınar
Susmak hikmettir..
Nevres beni düşürdü dile arzû-yı dil
Hep çektiğim cihanda benim dil belâsıdır
Nevres-i Kadîm böyle buyuruyor bir gazelinde Siz de bilirsiniz ki buna benzer, yani dil’in başa açtığı işlere dair yüzlerce mısra, bir o kadar atalar sözü, belki onlardan eksik olmamak üzere vecize vs vardır Kutadgu Bilig’den veya Kelile ve Dimne’den dahi onlarca hikaye aktarabiliriz
Görmüşsünüzdür, biliyorsunuzdur Hatta şu Hadis-i Şerifi de duymuşluğunuz vardır mutlaka: “Ya hayır söyle veya sus Susan kurtulur”
Belki şu hikâyecik çalınmıştır kulağınıza:
Zünnun-i Mısri hazretlerine;
-Kalbini en güzel koruyan kimdir? diye sorduklarında;
-Diline en çok hakim olan cevabını vermiştir
Susmak hikmettir ve fakat susan azdır Herkes her konuda, yerli yersiz konuşmak için kendini parçalıyor Demezsek çatlayacağız sanıyoruz Konuşuyoruz Ağzı olan konuşuyor Ne kadar dinlendiğimize bakmadan konuşuyoruz Çok konuşmak için konuşuyoruz Laf olsun diye konuşuyoruz Ağzımızın içinde cirmi küçük fakat cürmü büyük bir et parçası bizi yükseltip alçaltıyor, gönderip getiriyor
Ramazan güzeldir ve güzellikler getirir
Buna hamd etmek gerekir
Hamd ile birlikte icraat da gerekir
Dünyanın en zor işinin susmak olduğunu bilmek yetmez icraata dökmek de gerekir
En azından günde birkaç kez “susma” egzersizleri yapıyorum Konuşmak istedikçe susuyorum Kelimeler boğazımda isyana kalkıyor, inadına söze dökmüyorum İyi söz söylemekten dahi korkuyorum ki beni söz uzadıkça kötü söze götürmesin diye susuyorum Geçen hafta başladım bu egzersizlere İlk gün birkaç kez;
ikinci gün birkaç kez;
birkaç gündür birçok kez susuyorum
Susmanın bir ibadet olduğu bilincindeyim Susuyorum çünkü:
“Her sabah, bütün uzuvlar, yalvararak dile derler ki: Bizim hakkımızı gözetmekte Allah’tan kork, kötü söz söyleme, bizi ateşte yakma! Bizim dine uyup uymamamız senin sebebinledir Sen doğru olursan biz de doğru oluruz Sen eğri olursan biz de eğri oluruz” ikazına kulak veriyorum
Bilgi, tecrübe edilirse bizim olur
Zora kalkıştım
Haydi bismillah…
Kâni Çınar