Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Hazan Müdefaası

    FallenAngel
    FallenAngel
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1738
    Kayıt Tarihi : 05/02/11
    Nereden : İstanbul
    Aktiflik :
    Hazan Müdefaası Img_le10200 / 999200 / 999Hazan Müdefaası Img_ri10


    Cüzdan
    Altın Altın: Sınırsız
    Para Para: Sınırsız

    Hazan Müdefaası Empty Hazan Müdefaası

    Mesaj tarafından FallenAngel Ptsi Şub. 14, 2011 1:09 am

    Eşcar-ı bağ hırka-ı tecride girdiler
    Bad-ı hazan çemende elaldı çınardan

    Sistem ne kadar müşkülât çıkarsa da karşımıza, 21 asrın insanları olarak “Mevsimlerin Farkına Varmak” geleneğini sürdürüyoruz Sabahın ilk saatlerinde uykulu gözlerle işlerine koşturan insanlar; sürmanşet gazete haberleri, Lotonun milyarlık ikramiyeleri, seçimler, seçim sonrası kemer sıkma endişesi neler varsa beynimizi fuzuli yere işgal eden saçmalıklar, hâlâ bir avuç toprak bulup fışkıran salkım söğütlerin, kavakların, kayısıların yüzlerinden yayılan hüznü okumamızı engelleyemiyor

    Nedense sonbahar (Hazan Farsçası); insan ömrünün sonuna yaklaştığını, vefasız dostları, tenha ve ıslak sokakları hatırlatır insana…

    Fani ömür biter, bir uzun sonbahar olur
    Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, tarumar olur

    Teşrinlerin bu hüznü geçer ta iliklere
    Anlar ki yolcu, yol görünür serviliklere
    (Yahya Kemal)

    Ah! Divan Edebiyatı ne hor görmüş ne çok istememiş hazanı İlkbahar canlılık, dirilik, gençlik ve yaşama sevincini ifade ederken sonbahar, ihtiyarlık, bitkinlik, yaşlılık ve ölüm timsali gibidir İskender Pala’ya kulak veriyoruz:

    “Edebiyatta baharın zıddı olarak ele alınmış olmasına rağmen kesinlikle baharın geniş kullanımına erişememiştir Divan Edebiyatında yalnızca bahar mevsimi vardır denilebilir Çünkü sonbahar ölülük, ihtiyarlık, bitkinlik ve yaşlılık timsalidir O, saçına kır düşmüş insan gibidir Gül bahçesini haraba verir Bu mevsimde goncanın içi karla dolar, rüzgar o tatlı esişini kaybeder, ağaçlarda yapraklarını dökerler Ancak bu mevsimde yine de bir bolluk (meyvelerin ve ekinlerin toplanması) söz konusudur Yapraklar altın rengine bürünürler Bu renk aynı zamanda aşığın hasta yüzünün rengidir Sonbaharda bezm dağılmış, bir sessizlik ve uyku hali gelmiştir…” (Doç Dr İskender Pala Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü K Bakanlığı y:1018 Kaynak Eserler Dizisi:24 Ankara)

    Bir haksızlık yapılıyor sonbahara!

    “Bütün kuşlar vefasız, mevsim artık sonbahar”

    Dallarında eğreti duran, acımasız rüzgarların oyuncağı sarı yapraklarıyla sonbaharı seviyorum Ayaklarımın altında kuru yapraklar, vicdan azabı gibi geliyor Çeketimin yakalarından sızan rüzgar, saçlarımda el veren kara bulutlar, öfkemin portresini çiziyor yüreğime Ben sonbaharım Çünkü sonbahar; terk ediliş, yüzüstü bırakılış ve ihanete uğramış hüzün cennetidir Kim ki nefretle bakar sonbahara, o kişinin vefasından şüphe edilir Sonbahar, ihtiyarlık değil belki ihtiyattır Kış, ne ölüm ne intikamdır Aldanmayın baharın (nevbaharın) cilvesine, nazına Bakarsın senin koynunda, bakarsın bir başkasının İlkbahar dilber, sonbahar dildane Ne oynak ne cıvık ve basit Olgun, vakur ve malihulyadır sonbahar

    Eylül’de eskiyen, çürüyen tabiat ile roman kahramanları arasında kurulan münasebet gibi, bütün bedbin (pöh karamsar!) şairler, sonbaharı vazgeçilmez mevsim olarak ele alırlar yargısına katılmıyorum Varsın Baki Efendi:

    Nam ü nişane kalmadı fasl-ı bahardan
    Düştü çemende berk-i dıraht itibardan

    diye dursun, bizim vefa anlayışımız buna müsaade etmiyor Günler kısalıyor diye endişe niye? İşte geceler uzuyor diye sevinebiliyorum Ki ben, ilkbaharda dahi pek nadir sevinen bir insanım!

    Artık, karanlıklar içine gömülmekteyiz
    Bulutlar sarartacak alnımızı biraz daha;
    Kara sevdalarını türkülüyor uzaklarda
    Çıplak kalan ağaçlar, sürüsüz çoban ve deniz
    (A Muhip Dranas)

    Yahu hiç yazılmadı mı şitayişi sonbaharın?!
    Bekle sonbahar senin türkünü ben yakacağım!
    İnadına insanlara ve nevbahara

    İbrahim Talha

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 1:33 am