Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Karlı Bir Gece Vakti

    FallenAngel
    FallenAngel
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1738
    Kayıt Tarihi : 05/02/11
    Nereden : İstanbul
    Aktiflik :
    Karlı Bir Gece Vakti Img_le10200 / 999200 / 999Karlı Bir Gece Vakti Img_ri10


    Cüzdan
    Altın Altın: Sınırsız
    Para Para: Sınırsız

    Karlı Bir Gece Vakti Empty Karlı Bir Gece Vakti

    Mesaj tarafından FallenAngel Ptsi Şub. 14, 2011 1:08 am

    Karlı Bir Gece Vakti…

    Cuma değişti hava Yine cuma, yine öğleden sonra Hafif hafif sallanan ağaçların yapraklı dalları kaylule uykusuna yatan erenlerin sağ yanlarına yaslanmaları edasıyla eğilmeye başladı Yarı yapraklı idi ağaçlar Saçını başını rüzgarla yolmadan, vakitsiz gelen ecel ayazıyla kavrulup kalmıştı dallar üzerinde Rüzgar, hüzünlü bir öfke eşliğinde çoğaldı Salkımsöğütlerin ince – uzun yaprakları Baki Efendi’ye telmihen çimenler üstünde bir o tarafa bir bu tarafa salındılar uzun süre Ceviz, kocaman yapraklarını dökeli hayli zaman olmuştu da kayısı, elma, ayva anlamsız bir inat içerisindeydi Ağaçlar ve rüzgar, çöken akşamın karanlığında koyu bir muhabbete tutuştu

    Ertesi gün gözlerini dünyaya açan güneş, iğreti duran yaprakları da savrulup bilinmez hangi ücraya gitmiş, mahşerin endişesi içerisinde bir insan gibi, yüreği paramparça, titreyen, kâh korkuya bürünüp kâh pürtelaş libaslar giyen ağaçları gördü Dünden bugüne, kuytulara tıkılmış yapraklarından azade kuru dallar kaldı İşte yine dal ile yaprağın hasret sürgünü başlamıştı

    Kış ikindilerinin hükmü ve aydınlığı kadar kısa bir sürede, bir çay içimlik kerahat vaktinde rüzgar durdu Önce, hızlı adımlarla akşam namazına giden “eskiler” aldı kar kokusunu Tespihlerini çekip hamd ederek ellerini semaya açanlar, meleklerle beraber kızaran göğü, susan rüzgar ve teşrif eden kar’ı gördüler

    Erkeklerini bekleyen kadınlar, karanlık pencerelerinin tül perdeleri çekik loşluğunda, elleri yanaklarında ve gözleri daim uzak iklimlerde seyr ü sefer ederken sokak lambalarının huzmelerinden süzülen kar taneciklerini görünce kederlerini attılar, muştu mutluluğu ve teslimiyeti içerisinde, bir günün bitmez tükenmez haylazlığı ile dizleri dibine uyuyup kalan yavrularını uyandırarak tane tane, hızlı hızlı, berrak ve latif kar’ı gösterdiler

    Akşamla yatsı arasında bir şehrin çehresi bu kadar mı değişirdi?

    Evet Şehirler böyle beyaz, pak, sessiz ve mesrur olmalıydı daim Heyulasından sıyrılıp tek ü tenha ve kar esareti altında, bir çocuğun masumluğunda susmalıydı

    Önce Odasının laciverd aydınlığında malihülyalara dalmışken penceresine kelimelerini bırakan kar’ı görmeden hisseden bir genç, birden sokaklara fırlamalıydı ve şehri kutsaması için kar, onun şair yüreğine de yağmalıydı

    Sonra

    İlkin ve sonra, dilde, her karla vird edilen “elhan-ı şita” kimsesiz kaldırımlarda bir başına, sokak lambalarından akan kar’ın anlattığı hikayelerle hemhal şair yürekler efkarlanmalıydı Kendini dinleyen şehirde, şehrin nabzını dinlemeliydi şair Akrostişler serpe serpe gelinen sevgilinin penceresi altında, el ayak değmemiş pırıl pırıl ve şair yüreği kadar berrak kar üzerine O’nun ismi yazılmalıydı bir kardelen yalnızlığı ve sabrı tesellisi içinde, çekip gidilmeliydi sonra

    Sonra Işıkları kapalı, perdeleri tamamen kar’a açık, içerisinde sobadan yükselen çıtırtılar ve çay eşliğinde şiirler yazılmalıydı, “an” durdurulmalıydı

    Uzaklara, çok uzaklara “karlı bir gece vakti” haberler uçurulmalıydı, “işte kar…” nidalarıyla bütün dostlar uyandırılmalıydı

    Kâh lapa lapa kâh tipileyerek yağan kar şaire şahit oldu

    O kar günü
    Beyaz tuttu ellerimiz
    Billur sesi çıkararak camlarımızda kar
    Yârin selamını bıraktı hüzne
    Belki kar o kadar güzel yağmıyordu
    Belki karla yağan yârdi
    Beyaz beyaz Rahmet ellerimize

    Kâni Çınar

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 3:27 am