Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Toplardamar Dolaşımı

    FallenAngel
    FallenAngel
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1738
    Kayıt Tarihi : 05/02/11
    Nereden : İstanbul
    Aktiflik :
    Toplardamar Dolaşımı  Img_le10200 / 999200 / 999Toplardamar Dolaşımı  Img_ri10


    Cüzdan
    Altın Altın: Sınırsız
    Para Para: Sınırsız

    Toplardamar Dolaşımı  Empty Toplardamar Dolaşımı

    Mesaj tarafından FallenAngel Çarş. Mart 09, 2011 8:36 pm

    Kalpten atardamarlar vasıtasıyla do­kulara kadar gelen kan, burada oksijen ve besin maddelerini bırakır. Karbondioksit ve diğer metabolizma artığı mahsulleri doku­lardan alıp kalbe kadar getiren sistem ise toplardamar sistemidir. Bu sisteme, bir diğer deyişle, venöz dolaşım sistemi de denir.

    Toplardamarların çeperleri atarda­marlara nisbeten çok daha incedir. Bu hal toplardamarların çapı artıkça daha da be­lirgin hale gelmektedir. Bunun böyle ol­masının bir hikmeti olmalıdır. Gerçekten ayakta duran bir şahıs incelendiğinde, aya­ğa en yakın bölgede hidrostatik basıncın en yüksek olduğu ve dolayısı ile bu böl­gedeki (ven)lerin çeperlerinin de kalın ol­ması gerektiği sonucuna varılır. Ayrıca ekstremiteler (kol ve bacaklardın adale tabakası içerisinde bulunan toplardamarlarda kasılma pasif olarak daha çok adale faaliyeti esnasındaki masaj (sıvazlama) hareketlerine bağlıdır, buradaki adale tabakası da deri al­tındaki sathi venlere nazaran çok incedir. Bu yüzden sathî venlerde kasılma gücü yük­sektir. Herhangi bîr (uyarıcıyla) derhal genişleyip, daralabilirler. Bacakta bulunan venalarda basınç, aşağı kısımlarda fazla olmak üzere, yüksek olmakla beraber, kalbe gelindiğinde sıfıra ve hatta sıfırın altına (negatif) inmektedir. Bu hâl kalbin gücüne bağlıdır. Güçlü ve sağ­lam bir kalb ayakların en uç noktasındaki kanı dahi yukarıya çekebilecek bir emme sistemi ile donatılmıştır. Ayrıca venöz dola­şım içinde bulunan kan akımı yer çekimine ters yönde hareket halinde bulunduğundan kalbin emme fonksiyonuna ilâveten toplar­damar sistemi içinde de özel sistemleri ge­rektirmektedir. Atardamar sistemine konulmayan böyle bir sistemin venöz sisteme konması işini ayarlayan kimdir? Venöz sistemde kanın geri kaçmasını önleyen ve açıklığı yukarı bakan kapaklar vardır. Bu kapakçıklar sadece tek yönde açılmaktadırlar ve bu yön de kanın kalbe doğru akışını sağlayacak şekilde yaratıl­mıştır. Derin venlerde, sathî olanlara nazaran daha fazla sayıda kapakçık vardır. Bir ven kapakçığı vazife görür halde iken 3 atmosferlik basınca karşı koyabilir. Bu yüzden venöz dolaşımdaki görevleri çok önemlidir. Venlerin hastalandığı durum­larda bu kapakçıklar çalışamaz hale gelebilir, kalbe dönen kan akımı azalır ve insan hayatını tehdit eden hastalıklara yol açabilir. İnsanların büyük bir çoğunluğun­da bu hastalıklar görülmediğine göre, bu sistemlerin hassas bir ölçü ile yapıldığı açıktır. Toplardamar sistemine tesir eden fak­törler vardır. Kılcal damarlar ile kalbin sağ kulakçığı arasındaki basınç farkı bunlar­dan birisidir. Bir başka faktör solunum ha­reketleridir. Şöyle ki: Nefes alma ile dış tazyike karşı göğüs çeperi genişler ve gö­ğüs içi basıncı düşer, nefes verildiğinde ise bu durumun tersi olur; bu durumda ise kal­be yakın toplardamar sisteminde emme-basma tulumba mekanizmasına benzer bir çalışma ortaya çıkar ve venöz kan akımı artar. Diğer bir faktör sözü edilen kapak­çıklardır. Ayrıca vücutta bulunan kan hacmi de tesirli bir faktör olarak görülmekte­dir, kan hacmi arttıkça venöz dönüş de ar­tar. Venomotor faaliyet denen hâl (kas­ların sinirsel uyanlarla kasılıp gevşemesi de­nen durum) venöz dolaşıma tesirli olmak­tadır. Bundan başka venöz dolaşıma tesir eden bir diğer faktör de adale faaliyetidir. Görüldüğü üzere bir sistemin çatışması sadece bir faktörün tesir ve emrine verilme­miş; en az altı-yedi sisteme bu vazifeyi yeri­ne getirmelerinde görev verilmiştir. Toplardamarların anlaşılabilen vazife­lerine gelince; en çok bilinen vazifelerin­den birisi kan naklinin sağlanmasıdır. Bü­yük toplardamarlar umumiyetle atardamar­lar ve sinirler ile paralel seyrederler ve yine ekstrem itelerin fleksiyon(kıvrılma)yüzlerinde bulunup seyretmelerine (ki bu şekilde dıştan gelecek darbelere daha az maruz ka­lırlar ve kan zayiatına sebebiyet verilmez) mukabil, orta ve küçük çaptaki venaların kan toplama vazifelerine binâen ekstrem itelerin herhangi bir kısmında ve o bölgeye ka­nı getiren atardamarların sayısının 2-3 katı sayıda ve bazen yaygın ağ yapmış bir tarz­da bulunmalarda mühimdir. Venaların kan nakil vazifelerinde çok mühim rol alan bir mekanizma da yukarda zikredilen adaleven pompalarıdır. Bu hal hususiyle ekstrem itelerdeki derin venlerde (baldır velileri) çok barizdir. Bu bölgede derin ve sathî venler ile bunların arasını birleştiren venlerle mü­cehhezdir. Bunları çepeçevre saran sert, sı­kı bir bağ dokusu tabakası vardır. Bu vazi­yette adaleler kasıldığı zaman bağ dokusu tabakası ve adale içi basıncı 250 mm Hg?ye kadar çıkar ve ven içindeki kan süratle ve güçlü bir tarzda yukarıya pompalanır. Bu şekilde bacak adale-ven pompası baldır kas­larından kanın % 50?sini yukarıya doğru sevk ederek ikinci bir kalb gibi çalışarak do­laşım sistemine enerji kazandırır. Ayrıca bu sayede doku sıvısı ayarlanır. Venaların kanı depo etme vazifeleri de vardır. Vücudun toplam kan hacminin takriben % 50? i düşük basınçlı sistemler de­nen venler, sağ kalb, akciğer damarları ve sol kulakçıkta toplanmıştır. Bu kanın 1/3?e yakın kısmı derin venalar içinde, 2/3?ü ise diğer sistemlerde bulunurlar. Büyük venlerin duvarları ince ve basıncı düşük olduğu için kan hacminde çok büyük değişmelere rağmen vena içi basıncında çok az değişÂ­me meydana gelir. Bu sayede kan kayıplarında veya kana ihtiyacın arttığı hallerde damar içi stok kan kullanılır. Bütün bunlar olmasa bile venaların vücuttaki geometrik dağılımı sayesinde yine kalbe gelen kanın sabit miktar ve basınçlarda kalması temi­nat altına alınmıştır. Venaların bir diğer vazifesi de vücut sıcaklığının ayarlanmasıyla alâkalı bulunmaktadır. Sıcak havada sathî venalardan ısı kaybı artmakta, tersine soğuk havada ise mezkûr haricî damarlar büzülerek vücut­tan ısı kaybedilmesinin önüne geçilir ve işte bu mekanizmalar sayesinde insanların hem kutuplarda ve hem de ekvatorda yaşamaları mümkün olabilmiştir. İnsan vücudunun neresini incelersek inceleyelim, her birisinin mükemmel bir öl­çü ile ele alındığını ve en ince teferruatın dahi ihmal edilmediğini görmekteyiz. Venöz dolaşım sistemi de bu mükemmellik­lerden bir tanesidir. Bildiklerimize ilâve­ten, bu sistemde, bilmediklerimizin sayısı bir hayli çoktur. Tıp ilmi ilerledikçe bili­nenler artacaktır. Bize düşen vazife ise, bunca nimetlerle bizi donatan Yaratıcıya el açıp şükretmek olacaktır.

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 1:48 am