Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Plasentayı Kim İdare Ediyor?

    FallenAngel
    FallenAngel
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1738
    Kayıt Tarihi : 05/02/11
    Nereden : İstanbul
    Aktiflik :
    Plasentayı Kim İdare Ediyor?  Img_le10200 / 999200 / 999Plasentayı Kim İdare Ediyor?  Img_ri10


    Cüzdan
    Altın Altın: Sınırsız
    Para Para: Sınırsız

    Plasentayı Kim İdare Ediyor?  Empty Plasentayı Kim İdare Ediyor?

    Mesaj tarafından FallenAngel Çarş. Mart 09, 2011 8:19 pm

    İnsan yavrusunun anne kamındaki tekamülü safha safha mehillerle (periyot) belirlenmiştir. Bundan daha önce de ana rahminin sulanmış tarla misali hazırlanmış olması gerekir. İlk safha 5-6 gündür. Bu dönemde adeta bir su damlası şeklinde tüplerden ana rahmine yuvarlanır akar. Bu safhada dışardan beslenmeye ihtiyaç duymaz. İkinci safha, birinci haftanın sonu ile dördüncü haftalar arasındadır. Bu dönemde insan yavrusu ana rahmine ahtapot gibi kollar uzatarak tutunmuş bir kan pıhtısı halindeki yavru, beslenmesini doğrudan ana rahmindeki hazırlanmış gıdalardan temin eder. üçüncü safha, 4-8 nci haftalar arasındadır. Bu safhada da diğer canlı varlıklardan hemen hiçbir farklılık göstermeyen et parçası halindedir. Bu, üç safhaya tamamını içine alacak şekilde embriyonik periyot ve yavruya da embriyo diyoruz. Bundan sonraki dördüncü safhalarda insan yavrusu yeni bir mehile giriyor. 8 haftadan sonraki bu dönem doğuma kadar devam ediyor. Bu safhanın başında yavrunun yüzü artık insan yüzüne benziyor. Bu dönemdeki yavruya fötüs diyoruz. İşte plasenta (halk dilinde eş) insan olarak teşhis edilebilen 8 haftalık bir fetüste tam teşekkül etmiş olarak ortaya çıkıyor. Bu zamana kadar tamamen anneye bağlı olan insan yavrusu bazı şeyleri değiştirebilir veya yeniden inşâ edebilir bir mideye sahip oluyor. Bu iradenin yerine getirilmesinde plasenta görev alıyor. Plasentanın fonksiyonları arasında yavrunun beslenmesi, yeni hormon ve enzimlerin sentezi gibi bünyevi bir hastalık (spesifiklik) isteyen işler vardır. Bu öyle bir haslıktır ki, büyüyen ve tekamül eden yavruya anneden has ve ihtiyaç duyulan gıdaları ne fazla ne de eksik olarak taşıması, yine annedeki hormon vs. gibi çocuk için zararlı olabilecek maddelerin geçişini önlemesi gerekir. Plasentanın bütün bu karmaşık fonksiyonları nasıl yaptığı bir sırdır. Mikroskop altında bakıldığında plasenta hücrelerinin diğer hücrelerden pek de aşikâr farkı yoktur. Nasıl oluyor da bebeğin ihtiyacının miktarını ve zamanını biliyor ve adeta onun her ihtiyacına ?buyur, emret? diyerek hemen yerine getiriyor.

    Bugün insan plasentasının yaşayan fonksiyonlarını doğrudan doğruya laboratuar teknikleri ile ölçmeye imkan yoktur. Zira yavru hükümdar sarayına (karar-ı mekin) oturur gibi muhafaza altındadır. Oraya yavruyu canlı tutarak ulaşmaya imkân yoktur. Ancak fonksiyonları bakımından plasenta otonom (başına buyruk) da değildir. Çünkü annenin kanındaki mineral, vitamin gibi maddelerin eksikliği çocuğa aksetmektedir. Plasenta tam veya yan geçirgen bir zar da değildir, fakat çocuğa has ve mugaddi gıdaları giderek artan bir miktarda vermektedir. Bu aktif transport, syncytium (fırçamsı kenarla) olmaktadır. Plasenta hücrelerinin zarlarında reseptörler (enzym ve hormonların tutunduğu ve anahtarın kilide uyduğu gibi şifreli yerler) ve taşıyıcı pompalar (emme basma tulumba) ve bazı maddelere karşı termodinamik bir gradient (baraj) vardır. Farklı metabolik gayeleri olan iki canlı varlık anne ve çocuk; Fetüstin (yavru) metabolik gayesi büyümedir. Bu gaye annenin substrat (besleyici gıdaları) vermesinden farklıdır. Annenin metabolik gayesi ise kendi hayatının idamesidir. İşte plasenta bu iki çevre fötal arasındaki ahengi ve muvazeneyi temine çalışır ve plasentanın kabiliyetleri (yavruya ait) ve meternal (anneye ait) çevrelerden bağımsız olarak adeta 3. bir canlı varlık gibi çalışır. Bu varlığı yani plasentayı kimin idare ettiğine halen modern tıp cevap verememektedir. Günümüzde plasentanın fızyoloji ve fizyopatolojisini bilen pek az sayıda âlim vardır. Bunlardan biri olan Dr. Hitsette 1970 yılındaki Viyana İnternasyonal çocuk sağlığı ye hastalıkları kongresinde sorduğum bir soruya aynı doktor 1980 yılı mart ayındaki çok meşhur bir çocuk mecmuasında soruyor ve diyor: Plasentayı kim idare ediyor? Anne mi? Çocuk mu? Yoksa bizatihi kendisi mi? Bütün bunlar, çocuğun ihtiyacım gören ve onu idare eden birinin emriyle ve onun kanunlarıyla hücrelerde ehemmiyetli bir tedbir ve tasarrufun var olduğunu gösterir. 0 halde onu idare eden kâinatı da idare edendir.

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 12:17 am