Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Tüm rock ve metaL grupLarına geneL bakış

    FallenAngel
    FallenAngel
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1738
    Kayıt Tarihi : 05/02/11
    Nereden : İstanbul
    Aktiflik :
    Tüm rock ve metaL grupLarına geneL bakış Img_le10200 / 999200 / 999Tüm rock ve metaL grupLarına geneL bakış Img_ri10


    Cüzdan
    Altın Altın: Sınırsız
    Para Para: Sınırsız

    Tüm rock ve metaL grupLarına geneL bakış Empty Tüm rock ve metaL grupLarına geneL bakış

    Mesaj tarafından FallenAngel Salı Mart 08, 2011 2:17 pm

    Grunge Hikayesi

    Sözlükleri açıp baktığımızda grunge için “piskirlieski püsküyıpranmış”gibi kelimeler çıkar karşınıza.Müzik sahnesini değiştiren akımı tanımlamak gerektiğinde ise kirlidistortion’lı ve feedback’li gitarlargüçlü davullarbelki de çoğu zaman “sessizlik-gürültü-sessizlik”trafiğiyle formüle edilebilecek bir müzik olarak nitelemek yerindedir.Ama öfkesini hardcore’danvuruculuğunu punk’tangüçlü sound’unu heavy metal’den beslemiş olan grunge’ı tek bir müzik türünden ziyade belli grupların sahip olduğu veya belli gruplara yakıştırılan bir ruh birliği olarak görmek daha doğrudur.Grunge’a “Seattle sound’u” deriz ama tüm grunge gruıpları Seattle’lı değildir;etkilerini punk’a benzetiriz ama birçok grup punk kadar heavy metal de dinlemiştir;kimileri ağır tempolukimileri daha hızlıdır;kimilerinin şarkılarını elinize gitar aldıktan sonraki birkaç hafta içinde çalabilirsinizkimilerininki ise enstrüman üzerinde yetkinlik gerektiren partisyonlarla doludur.Ama tüm farklara rağmen grunge grupları birdir gözümüzdeyukarıda “ruh birliği”dediğimiz şey sayesinde.Grupların her birinin şarkı sözlerindeki öfkekorkukederyalnızlık sıkıntı temaları;fanlarıyla ilişkileri ve müzik endüstrisine karşı tutumları benzerdir.Grunge’ın söylemindeki karamsar tonX kuşağı’nın umutsuzluğuyla paralel bulunur.1960’lar sonu-1980’ler başı arasında doğankültürel aidiyet hissetmeyentoplumla ilişkileri zayıfgüçlü hedeflerden yoksun bir kuşaktır X kuşağı.Bir önceki kuşağın mensupları olan yuppie’ler para kazanmayımevki sahibi olmayı her şeyin üstünde görürkenX kuşağı kararsızdır.İşte grunge hayatlarındaki boşluğu para ve kariyerle doldurmanın mümkün olduğu inancına;markalarınmevkilerin her şeyin üzerinde görüldüğü anlayışa karşı çıkar.Kocaman bir kuşağın umutsuzluğunu paylaşır.İşte her grunge grubunda ortak olan nokta budur.Hair metal’in suya sabuna dokunmayışından dasüslü megastarların steriliğinden de uzaktır.Bu yüzden samimidirgerçekçidir.


    Müzikal Kökler

    Nirvana grunge’ı yerüstüne taşıyan gruptuhareketi başlatan işaret fişeğiydi.Ama ne ilk grunge grubuydu ne de “grunge” adını ilk kullananlardı Kurt Cobain ve tayfası.Karanlığı ve gitar riff’lerini Black Sabbath önderliğindeki erken 1970’ler metaindekirliliğini Iggy&The StoogesMC5 gibi protopunk’lardagitar riff’leri ve umarsız ruh halini Crayz Horse dönemi Neil Young’ından bulabiliriz.Kuzeybatı Amerika orijinli punk grupları The FartzThe U-MenThe Fastbacks ile daha ağır ve sert bir sound’a sahip olan TheMelvins grunge’a ilham kaynağı olanhatta erken grunge grupları sayılan yerek ekiplerdendir.1983’te kurulan Green River ise çoğunluğa göre ilk grunge grubudur.Seattle dışında hiç tanınmamasınakariyerinde hiçbir ticari başarıya ulaşamamış olmalarına rağmen kent içindeki etkileri ilerleyen yıllarda rock tarihi içinde bir kült olmalarını sağlayacaktı.Grubun lideri Mark Arm1981 yılındaki bir fanzin röportajında o zamanki grubu Mr. Epp’in müziğini tarif etmek için “katıksız bokkatıksız pislik(grunge)”ifadesini kullanınca grunge teriminin isim babası da olmuş oldu.Erken grunge sahnesinde The MelvinsMalfunkshun ve Soundgarden arasında albümleri ilk yayınlanan grup da Green River’dı.1985 tarihli Green River ‘n da içinde olduğu bir toplama var kibahsetmeden grunge tarihini yazmak imkansızBlink1eattle bazlı “Deep Six”adlı albümde MelvinsSoundgardenMalfunkshu nSkin Yard veThe U-Men’den parçalar vardı.Skin Yard basçısı Daniel House ‘un çabalarıyla bir araya getirilen gruplarSeattle sound’unun kayıtlı ilk örneğine imza atmış oluyorlardı böylece.Aynı yıl “Sub Pop 100”adında bir toplama ve 1987’de Green River’ın “Dry As A Bone”ve”Rehab Doll” isimli EP’lerini yayınlamakdaha sonra da Sub Pop Singles Club adında bir kulüp kurarak üyelerine her ay bir single yollamak da firmanın eylemleri arasında yer aldı.İnsanlar “ne punkne de metal”olan bu müzik türüne karşı hayranlık duymaya başlamışlardı.

    Seattle Sound’u Oluşurken

    1988Seattle için önemli bir yıl oldu.Öncelikle Green Riveriç dinamikleri itibariyle devam etmesinin imkansızlaştığı bir noktaya geldi.Glam ve Punk’ı harmanlayan Mother Love Bone’un temelleri atıldı.Yılın 2.önemli hareketi de efsanevi toplama “Sup Pop 200”in yayınlanmasıydı.Birçoğu ‘90’larda ya yıldızya da kült olacak birçok grubun bir araya geldiğiçok mühim bir kayıttı bu;NirvanaSoundgardenMudhone yGreen RiverScreaming TreesTad ve Fastbacks gibi.1980’lerin sonuna gelindiğinde Alice İn Chains ilk albümünü yayınladı.1989’da yayınlanan Nirvana albümü ‘Bleach’ 1970’lerin Black Sabbath ve Led Zeppelin sound’unu yansıtan bir yapıdaydı.


    Grunge’in zirvesi: “Nevermind”

    24 Eylül 1991’de ‘Nevermind’ albümü yayınlandı.İlk single ‘Smell Like Teen Spirit’ ise bundan iki hafta önce gün yüzü gördü.’Smell Like Teen Spirit’in umutsuz 90’lar gençliğinin sesi olduğu inancı hakimdi artık.Sadece birkaç ay yetmişti her şeyi değiştirmeye.İşte bupost-punk döneminde özellikle Amerika’da hep halının altına süpürülen alternatif hareketin patladığı noktaydı.Artık popstarlar için başarı garanti olmayacakplak şirketleri ayrıksı seslere de şans tanıyacaksosyal ve politik duyarlılık sahibi gruplar da dinleyiciye ulaşabilecekti.Bu hareketin bayrağı grungeen önde giden temsilcisi Nirvana’ydı.Sonraki iki yıl boyunca tüm dünya Amerika’nın Kuızeybatısından gelen bu uzun saçlı çocukların sesine kulak verecekti.
    Andrew Wood’un ölümünden sonra biten Mother Love Bone’un elemanlarınca toparlanan Pearl Jam Nevermind’dan birkaç ay önce çıkardıkları “Ten”in patlamasıyla akımın en popüler iki grubundan biri olacaktı.Üçüncü albümü ’Badmotorfinger’la yerüstüne çıkan Soundgarden dördüncü albümü “Superunknown”la grunge çağının en önemli albümlerinden birine imza atacacaktı.“Grunge”ın dört büyükleri arasındaki en depresif ekip olan Alive İn Chain dahi “Dirt” albümüyle 3milyondan fazla satacaktı.San diego’dan Stone Temple Pilots da Seattle çıkışlı olmamasına rağmen grunge’ın yıldız yaptığı beşinci grup olacaktı.



    Mainstream’den Kopuş

    Doğa kanunlarının bir gereği olarak grunge akımı da mainstream’deki hakim konumunu yitirdihem de tıpkı yükselişi gibi çabuk bir şekilde .Bunu farklı birçok sebebe bağlamak mümkün ama ilk akla geleni tabiî ki Nisan 94’te aramızdan ayrılmasıydı.nasıl hippie kuşağı Jimi Hendrix ve Janis Joplin’in ölümleriyle derin bir umutsuzluğa kapılmışsagrunge da öyle kaybetti yolunu;rehberi saydığı adam kimseden bir farkı olmadığını iddia etse de…Evetgrunge’ın mainstrean’de kalması bu açıdan paradoksaldı belki de;Kurt CobainLayne StaleyAndrew Wood gibi adamların genç yaşta bu dünyadan göçüp gitmelerisistemle asla barışamayacaklarını ortaya koyuyordu bir bakıma.Mother Love Bone zamanında kariyerist idealleri olan Jeff Ament ve Stone Gossard dahi”Ten” 12milyon sattıktan sonra gruplarının şan-şöhret meselesine dayalı bir çizgide var olmasının imkansız olduğuna karar verdiler;yıllar geçtikçe Pearl Jam’i klip çekmeyen albümlerini bilinçli olarak az sattıranendüstrinin kurallarına karşı koyan bir grup haline getirdiler.İşte bu yüzden değerliydi grungeo ruha sahip gruplardan hiçbirisi baştaki isyanına ters düşecek bir noktaya gelmedi.Kimisi için böyle bir şekilde ihanet etmemenin karşılığı ölmekkimis için de ortadan kaybolmak olsa bile…



    Post-Grunge

    Grunge belki bitti ama etkisinin hala var olmadığını söylemek mümkün değil.Alternatif sound’u mainstream’e taşıyanpunk’ı günümüz dinleyicisine taşıyan grungeAmerika’da Green Day ve Offspring’in başını çektiği yeni kuşak punkların global ölçekte başarılı olmasına imkan sağladı.Grunge İngiltere’de de gitara düşkün bir müzik sever kuşağı oluşturdu.BlurPulp gibi yıllanmış gruplar yerüstüne çıkmayı başarırken OasisAshSupergrass gibi gruplar yüksek tirajlar yakaladılar.90’lar ortasından itibaren Amerika dışında Silverchair(Avustralya)Bush(İ ngiltere) gibi gruplar Seattle sound’unu yaşatmaya çalıştılar.İlerleyen yıllarda Amerika’da Creed Nickelback gibi gruplar daha da yüzeysel birer grunge yorumuyla daha da başarılı oldular ancak eleştirel açıdan hiç ciddiye alınmadılar ve endüstride herhangi bir etki de yaratmadılar.Ancak 2000’ler rock’ını yeniden heyecanlı kılanThe Strokes’la başlayan retro akımın birçok temsilcisinin ellerine gitar aldıranpunk denen şeyin ne olduğunu anlamalarını sağlayan grubun da Nirvana olduğunu düşündükçegrunge’ın silinmesi imkansız etkisini daha net anlıyoruzAma şaşırmıyoruz;1991yıl 0.Sadece bir müzik türüne değilmilyonlarca kişiye hayat öpücüğü verdi grunge;kimbilir daha kaç hayatı değiştirecek!





    Rock'n Roll



    Rock la ilgili bilmeniz gereken bir şey varsa o da onun kölelikle başladığıdır. Tarih kitapları size ayrıntıları verebilir; önemli olan rock ın tamamen anormal bir olayla on binlerce Afrikalı nın yurtları ve kültürlerinden uzaklaşmaya zorlanması ve siyah beyazdan ne kadar farklıysa bildiklerinden o kadar farklı olan yeni bir dünyaya aktarılmaları ile doğrudan ilişkisidir. Ailelerin parçalandığını da hesaba katın farklı kabilelerden köleler aynı çiftliklerde bir araya konuldu ve tabi ki bu gönülsüz ziyaretçiler zincirlendi kırbaçlandı hapse atıldı ve yalnızca karın tokluğuna çok ağır işlerde çalışmak zorunda bırakıldı. Bu koşulların bu kıtada bir yüzyıldan çok daha uzun bir süre en fazla 150 yıl öncesine kadar sürdüğünü aklınızda bulundurun.

    Rock hiçbir zaman sadece bir müzik olmadı. Heavy metal ve blues hard rock new wawe ve diğerleri öncelikli olarak biçim ve türler olabilir ancak rock ın kategorileri olarak bütünlüğe bir ekleme değildirler. Rock bir harekettir bir yaşam biçimidir bir kültürdür ve belki de bir ideolojidir. Bu bir gelenek bazı yönlerden bir folklor çoğu yönden bir inanç sistemi. Ve bugünkü bütün rock varlığını tarihten küçük bir pencereye borçludur: iki yıl üçten fazla değil Amerikan popüler kültürünün iskeleti çöküp yeniden örüldüğünde yeni bir çağ başladı.

    Yukarıdaki metin David N. Townsend den Changing the World: Rock n Roll Culture and Ideology (Dünyayı Değiştirmek: Rock n Roll Kültür ve İdeolojisi) adlı kitaptan alınmıştır.

    Metinde sözü edilen kölelik dönemi sırasında Siyahlar Beyazlar dan aldıkları bazı ruhsal temaların üzerine kendi coşkularını eklemişlerdir. Dinsel törenleri esnasındaki dans ve ritimleri başlangıçta sadece Amerika da yayılmışken daha sonraları sınırları da aşmıştır. Amerika da oluşan folk müziğine çeşitli enstrümanların da katılmasıyla pop müziğinin temelleri atılmıştır. İlk pop yıldız olarak tanımlanan Jimmie Rodgers ın blues dan çaldıklarıyla country dediğimiz müzik tarzı da oluşumunu başlatmıştır.

    Blues için Bakunin in tanımladığı şekliyle ebedi ve ezeli başkaldıran ilk özgür düşünen Şeytan ın müziği diyorlar…

    Blues un babası olarak bilinen Blind Lemon Jefferson ın ilk plâğı basılmış hemen hemen tüm blues ve rock müzisyenleri Jefferson dan etkilenmişlerdir. Rock n Roll da; tam bir tanım yapacak olursak; ragtime blues boogie country gospel ve özellikle rhythm and blues harmanıdır. Elektrikli gitar işin içine girmezse tarihteki ilk rocker müzisyen olarak Robert Johnson ı gösterebiliriz. Elektrikli gitarı blues içerisinde ilk kullanan müzisyen T. Bone Walker daha sonraki gitar ustalarını fazlasıyla etkilemiş blues ve rock n roll arası bir köprü görevi görmüştür.

    1943-51 yılları arasında blues a eklenen nefesli çalgılar ve piyano ile R&B denen ve o dönem siyahların egemen olduğu müzik tarzı oluşmuştur. 1951 e gelene dek siyahların o coşkulu danslarına verdikleri isim olan rock n roll bu yıllardan sonra beyazlar tarafından müziğe konan ad olur.

    Rock ve roll kelimeleri sallamak ve kıvırmak anlamlarına gelirler ki bu aslında dans sırasındaki cinsel hazzı tercüme eder.
    1960 lı yıllar İngiltere de Beatles grubunun ismini duyurmasıyla başlar. Devamında da onunla her dönem başa başa giden ve de Beatles dağıldıktan sonra da varlığını sürdüren Rolling Stones bu dönemin başlangıç için en önemli isimleridir.

    Yine bu dönemde heavy metalin temelleri atılır ve Yardbirds grubu ortaya çıkar. Yardbirds gibi heavy metalin müjdesini veren bir başka isim diyebileceğimiz CreNe Oldu Ne Oldu Ne Oldu Yardbirds dağıldıktan sonra kurulan Led Zeppelin hâlâ hard rock adına sahnedelerde olan Deep Purple grupları önemlidir.

    Şimdilerde de hiç azalmayan bir hayranlıkla dinlenen The Doors Janis Joplin ve Big Brother and the Holding Company grubu rock’n’roll’u edebiyatla harmanlayıp protest bir tavır edinen ilk isim Bob Dylan dâhi sıfatı hak eden bir isim Frank Zappa ilk kısımlarda önemli olan isimlerken dönemin en önemli olayı Hippi Hareketi’dir.

    Pek çok müzisyenin ve grubun sözcüsü olduğu bu hareket müziği de sözleri de tavırları da fazlasıyla etkilemiştir. Buna örnek verilebilecek gruplardan Airplane punk müziğin temellerini atan Velvet Underground şimdilerde doom metal adı altında bulunan grupların örnek aldığı ve de rock’n’roll adına en önemli gruplardan biri olan Pink Floyd progressive akımın öncüsü denebilecek Soft Machine dönemin diğer yarısındaki önemli isimlerdir.

    60’lı yılları kapatırken bir gitar üstadı virtüöz sıfatını ilk ve de en çok hak eden isim olan Jimi Hendrix ismini ve hakkında anlatıların bir kısmını okuyacağız. Yeni nesillerinde son stüdyo çalışmalarıyla hayran kaldığı Johnny Cash ile de bu dönemi sonlandırmış olacağız.

    60-70 arası dönem Hippi Hareketi ile şekillenmiş politik anlamda bir yere gelemese de insanların yaşamını fazlasıyla etkileyen bu hareketle beslenmiştir. Şimdilerde hokkabazlık yapan pek çok gitaristin taklit ettiği isim Jimi Hendrix heavy metal progressive rock-metal psikedelik rock-metal adına gerçekten güzel başlangıçlara vesile olmuştur…

    1970-1980

    Bu dönemde rock’n’roll biraz daha sertleşip hard rock ve de heavy metal olarak devam ederken bir diğer yanda glam rock belirir. Glam rock müzisyenleri sahnede duruşlarıyla ön plana çıkarlar. Sözler vurucu olmaktan çıkar kişisel sorunları dile getirmeye başlar.

    Amerika’da disko müziği İngiltere’de glam rock patlarken büyük festivaller ve kapsamlı turneler düzenlenir. Özellikle AC/DC Rainbow Def Leppard Black Sabbath ve Judas Priest bu dönemlerde parlayan topluluklar olur. David Bowie ve Marc Balon glam rock bayrağını taşırken Genesis progressive rock tarzında şarkılara imza atar. Bir de nam-ı diğer Patron Bruce Springsteen bu dönemde ismini duyurur.

    Geçtiğimiz sene ülkemizde de ağırladığımız punk-rock’ın en önemli isimlerinden biri olan Iggy Pop ve grubu The Stooges sahne şovlarıyla yıllardır kendilerinden söz ettirirler. 70’ler Iggy Pop için de epeyce parlaktır.

    Hippi kültüründen oldukça uzaklaşan rock biraz daha mistik konulara yönelir. Bugün dinlediğimiz pek çok heavy metal grubu bu dönemde süper starlar diye anılan Pink Floyd Jethro Tull ve Black Sabbath’ın izinden gitmektedirler.

    Punk’ta insanları hayran bırakan sololar yoktur. Rock müziğin etkisiyle doğmuş da olsa hem bu tarz hakkında bilgisiz olduğumdan hem de açıkçası hiç ilgimi çekmediğinden tarihçemde buna yer vermedim. Bugüne dek yazılmış hemen her rock tarihçesinde punk adına rastlarsınız. Bazen rock tarihçesi olmaktan çıkar bu yazılar punk’tan grunge denilen ve de önderleri Kurt Cobain önderliğindeki Nirvana olan modern rock’a atlanır.

    Oysa rock’n’roll doğuşu itibariyle boş vermişliği özentisizliği sorumsuzluğu yiğip içip sevişmeyi sıkıştığında da kendi canına kıymayı önermez. Aksine direnmeyi hakkın olanı almayı öğütler. Ama kitle büyüdükçe her sürüye bir çoban gerekeceğinden olsa gerek pazarlanır gruplar.

    70’ler sonrasında da heavy metal dönemi başlar…

    1980-1990

    1960’lı yıllarda tohumları serpilen heavy metal 1980 sonrasında patlamıştır. Pek çok heavy thrash grubu bu dönemde doğarken death metal de temellerini bu dönemde atar. Black Sabbath Judas Priest IronMaiden isimleri heavy metal adına en büyük topluluklarken power-heavy metal arasındaki Manowar grubu da yine bu dönemde patlar.

    1980’ler ve 1990’lar thrash metal adına da en parlak dönemdir. Heavy metal’in daha teknik ve de daha hızlı olan thrash metal en çok söylemleriyle fanları etrafına toplar. Sisteme olan tepkisini açık seçik dile getirir.

    Thrash gruplarının bazıları satanist söylemler edinseler de amaçlarının şeytana tapmak olmadığı bellidir (Yalaz bölümünde ileriki günlerde satanizm konusuna da değineceğim).

    Pantera Megadeth metallica Artillery Sodom Slayer Kreator Overkill Accept grupları dönemin en büyükleridir.

    Parlayan ve de her grubun kendine özgü söylemiyle şekillenen thrash metalin yanı sıra King Diamond Savatage Running Wild Saxon Testament Helloween varlıklarını devam ettiren birbirinden güzel albümlere imza atarak bizleri sevindiren gruplardır.

    Rock’n’roll-heavy metal arasındaki topluluk W.A.S.P yine bu dönemlerde parlayan ve günümüze değin gelebilen bir gruptur.

    Death metal temellerinin atıldığı ve bu tarz adına en büyük grupların da varlıklarını göstermesi yine bu döneme rastlar. Bu kısımdaki yazıların tamamı Atilla Çelik’in yayımlanmış biyografilerinden oluşuyor. O yazıların üzerine bir şeyler karalamanın haddim olmadığını düşündüm ve de sözü ona devretmiş oldum.

    1980'ler ve de sonrası için bilinmesi gereken bir şey varsa heavy metal thrash metal ve de death metal bu dönemlere aittir. Ve bence rock’n’roll ilk defa bu dönemde gerçekten cesur olmuştur. Satanist sıfatını alacaklarını bilmelerine rağmen topluluklar ayan beyan Tanrı’yı sorgulamışlardır. Devlet başkanlarına küfürler etmiş koyun gibi yaşayan insanlara tepki göstermişlerdir.

    Savaşlara beyin yıkayan TV programlarına insanları makineleştirenlere seslerini yükseltmişlerdir

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 4:32 am